• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (7.71)
la la land - damien chazelle
caz piyanisti sebastian (ryan gosling) ile oyuncu mia (emma stone) arasındaki romantik ilişkiyi anlatan müzikal.


  1. bugun izleme firsati buldugum sevimli, pamuk gibi bir film. mia ve seb arasindaki uyum, kurgu, renk kullanimi, mekan secimleri muhtesemdi. muzikaliteye soyleyecek sozum bile yok.
    city of stars, are you just shining for me?
    edit: la la land los angeles'i simgeleyen bir nickname olarak kullanılıyormuş ve sözlükte gerçeklerden kaçış için takınılan hayali bir iyi olma hali olarak tanımlanmış. yaklaşık iki saat izleyiciyi hayal aleminde yaşatıp son on beş dakikada tüm gerçekliği yüzümüze çarpan damien bey'e teşekkürü borç bilirim, anlamlı bir isim seçimi.
  2. damien chazelle filmi çekerken / çekmeden önce yaşadığı ikilemi ya da alabileceği olası eleştirileri filmde mia'nın yazdığı oyun üzerinden özetlemiş aslında:
    - fazla mı nostaljik? insanlar klişe bulmazlar mı?
    - siktir et onları!

    daha başlangıcında arabaların üzerine çıktıkları anda klişelerin içine gömüleceğinizin ipucunu korkmadan verirken bir ara öyle bir tokat atacağım ki kendinize gelecek ve dünyaya döndüğünüzde emniyet kemerlerinizi tekrar takacaksınız diyor. zaten öyle de oluyor... arabaların üzerine çıkıp dans etmeye falan kalksak...maazallah...

    film iki parça gibi. müziklerle iç içe geçmiş bir masal sol tarafta, kalbe yakın. masalın içimizi burkması kısmen caz biraz da renklerden ama aslında hep karşılaştığımız "ne kadar incesin", "ne kadar düşüncelisin", "yeteneklisin, yaparsın, edersin" sözlerinin içinin boşluğunu, samimiyetsiz destek -miş gibilerin aslında yokluğunu hissettirmesinden.

    diğer tarafta ise müziğin sustuğu anlarda modern dünya ve toplumsal gerçekler var...o büyük hayaller vazgeçmeyip yola çıkarsanız sizi tek kişilik bir yolculuğa sürükler... ve yol ayrımlarında birinden birini seçersiniz. bütün iş bir zamanlar hayalinizi paylaştığınızla kavşakta ayrılacağınız vakit geldiğinde samimi, içten, gerçek bir reveransla olay mahallini terk edebilmekte. işte o yüzden sanırım, city of stars dillere pelesenk olacak ama filmin asıl müziği bence the fools WHO dream

    uzatırsam youreads itiraf başlığına taşınabilir, kısaca
    "Here's to the ones who dream
    Foolish as they may seem
    Here's to the hearts that ache
    Here's to the mess we make
    ***
    She said she'd do it again"
    mesut
  3. nefis. bir kez daha hatırlattı ki caz, şehir müziği. cazın kendi içerisindeki tutarlı kaosu, şehir keşmekeşi altında birbirlerinin hayatlarına pozitif yönde dokunuşlar yapan çift, hüzün, dans, renk çok güzel işlenmiş. hatta finali ile ağızda buruk tat bırakması gerçeklik adına bence olması gerekendi. bu sonu ile daha güzel olmuş. baştan sona sizi bir hülya içerisinde bırakacak sımsıcak bir film. sinemada izleyiniz.
  4. ryan gosling ve emma stone'u sevmem aslında (crazy stupid love hariç). uzun zaman da filmi izlememek için direndim ama oscar adaylıkları bu kadar uçunca izlemek zorunda kaldım.

    filmdeki görüntüler ve müzikal kısmı güzeldi ( ryan'ın korkunç sesine rağmen) ama kurgusu olmamış ya.

    spoilerin dibi!!!!

    tamam son sahnedeki pişmanlıklar oldukça etkiliyor da, iki kişi birbirini çok seviyor ama sırf kariyer yapmak için ayrılıyor, bu modern dünya standartlarında iletişime geçemiyor ya da birbirini takip edemiyor, bu bana çok saçma geldi. 5 yıl sonra karşılaştığında evli çocuklu oluyosun. ya sen adamı seviyorsun eğer derdin kariyerse azıcık bekleyemedin mi ne bu acele??
    bak adam durduğu yerde duruyor.öyle bakakalırsın! bence iletişimde olmaya çalışmalarına rağmen kopsalar ve hayat onları başkalarına sürüklediğinde dahi karşılaştıklarında bunları düşünselerdi daha etkileyici olurdu (yani ben öyle isterdim)

    tamam film güzel ama bu kadar oscar kazanırsa sadece müzikal yönü nedeniyle olacak bence.