-
saatlere bakmayın, zamanı takmayın kendi öğrenme biçiminizi görüp uygulayın.
konun mantığını çözmeden soru çözmeyin, bol bol örnek çözümlü sorular üzerinden çalışın.
palme, fem, karakekök, final yayınlarını kullanmaya çalışın, sorunuz varsa mesaj atın mezuna kalmış biri olarak yardımcı olmaya çalışırım. -
2 senelik ygs-lys tecrübemle ea alanına taktik vermek istiyorum.ygsyi bir an önce unutup sabah akşam mat 2 ve geometri kasın.10 net çıkardığınız için utanmayın,gidin matematik hocanıza çözemediğiniz soruları anlatmasını isteyin keza geometride aynı şekilde bu dersleri yardımsız yapmanız imkansız bu dediğimi yaparsanız mat2yi bir çok rakibinizden çok daha iyi yaparsanız.edebiyatı son 3 haftada çalışmaya başlasanız bile yeterli olacaktır.konuyu okuyup kendi özetinizi ve eşleştirmelerinizi çıkartıp sabah akşam hatim edin tabi bu sırada mat 2 kasmayı ihmal etmeyin ve son olarak deli gibi mat 2 kasın.mat 2 çok çok önemli.edebiyat sözel ve kolay bilgi olduğu için hep edb çalışmak isteyeceksiniz kendinizi kandırmayın.mat 2 kasın. -
yabancı dil alanından sınava girecek arkadaşlarımız varsa onlara naçizane bir-iki tavsiyem olabilir.
öncelikle yapmanız gereken şey ygs kitaplarınızı bir rafa kaldırmak, kafanıza 1-2 hafta reset atmak, uzun türkçe paragraflarından, makaralı fizik sorularından aklınızı arındırmak olmalı. bundan sonraki adımlarınız çok daha teknik, ipuçlarını harekete geçirmek ve eğlenceyle ilgili olacak çünkü.
hayatınızı ingilizce üzerine kuracağınız 2 küsür ayınız var önünüzde. bu süreçte ingilizce ile ilgili ne yapsanız kardır zira aklınıza giren herhangi bir input sınavda daha aktif olmanızı sağlayacaktır.
lys-5'i asla bir sınav olarak görmenizi tavsiye etmem. çevrenizde edebiyat akımlarını ezberleyen, integrali yalayıp yutmaya çalışan arkadaşlarınız olacaktır elbette ama bu sizi germesin. çünkü sizin yapacağınız şey ingilizceye "gel bakalım şöyle, seninle hiç oturup konuşamadık" demek olacak..
lys-5'te iyi bir net yapabilmek ingilizceyi biliyor olduğunuz anlamına gelmez. 77+ yapan bir öğrenci olarak şunu söyleyebilirim ki, dört temel becerimden ikisi fazlasıyla zayıftı o dönemde. (listening + writing)
sizin de nihai hedefiniz dili öğrenmek değil, bu sınavın tüm tekniklerini ve taktiklerini kapmak üzerine olmalıdır. hanginiz bir reading paragrafını tamamen hatta hiç okumadan üçte üç yapmak istemez ki? ;)
özetlemem gerekirse, ingilizce üzerine yapacağınız en verimli şey olabildiğince kelime bilmek ve trickleri hünerle kullanabilmek olacaktır. sınavın dilini çözdüğünüzde, o gün 80 soruyu min. 75 net ile yarım saatten kısa bir sürede teslim edeceğinizin garantisini veriyorum. herhangi bir yardıma ihtiyacınız olursa, bir mesaj ötenizde olacağım pek sevgili, entel ve her alanda farkını ortaya koyan dilci arkadaşlarım! -
gençler soru çözün. bilmeseniz bile çözün, soru çözün. çünkü bu tip sınavlar, yöntem sınavıdır. yani soruya baktığında ne yapılacağını bileceksin. bilmiyorsan da zaman yetmez. o yüzden sürekli soru çözün. siz farkında olmadan beyniniz yöntemi öğrenecektir. -
istediği bölüm gerçekleşmeyeceğini hissedenler için, lisans eğitimi yerine ön lisans eğitimini tutturacağını düşünenler için, benden bir bok olmayacak diyenler için;
öncelikle bu anlatacağım benim hikayem olmasını dilediğim(iyi niyetli bir kıskançlık) lakin yakın bir arkadaşımın hikayesidir. kendisi ile üniversite hazırlanma sürecimde tanışıp her gün aynı kütüphanede "nasıl olur da benden fazla çalışan biri olur!!" düşüncesi ile gidip "arkadaş sen hayırdır?" diyerek tanışmıştım. velhasıl git zaman gel zaman F(arkadaş) kişisi ile her gün olan sohbetimiz artmış ve üniversite hikayesini paylaşmıştır.
İkinci Kat: .. işte böyle abi bende bir şeyler yapmak istiyorum aylaklık bir yere kadar güzeldi ancak yaş ilerliyor. okul maalesef benim için gerekiyor. amk hayatında güzel bir orta açan yok ki kafa atalım illa ayağında ayakkabı olacakmış. çıplak ayakla gol atamazmışsın. neyse beni siktir et sen anlat senin süreç nasıl gelişti? (tabi ki bunun öncesinde okulunu filan öğrendiğim için nasıl gelişti sürecini ilk başta sormamıştım.)
F: ya abi nasıl olsun işte benim ki de normal bir hikaye. izmit'de meslek yüksek okulu okuyordum lojistik ile ilgili okul işte staja gönderdi ulan staja gidiyorum abi herif bana bi kağıt veriyor al bunu x kişisine götür al bunu buraya götür sikerim dedim ya böyle hayat olmaz benim bir şey yapmam lazım derken sevgilim vardı onunla dertleşiyorum işte okulunda bitmesine az kalmış bana şey dedi, "f bu kadar canını sıkma bak dgs denen bir sınav var ona gireriz birlikte lisansa çıkar hallederiz" sonra abi bana biraz bahsetti bu sınavdan bende bakındım,dedim benim dershaneye gitmem lazım öyleyse.
İkinci Kat: dur abi ramço geldi zabıtalar gelmeden çay alıp geliyorum,şeker istiyor musun?
F: yok abi ya saolasın.
ikinci kat: ee abi sonra? dgs ye bakınıyordun.
F: aynen abi bakındım işte dershaneye falan pederde emekli nasıl olacak derken bir yolunu buldum attım kendimi dershaneye. sonra git zaman gel zaman biz başladık tabi çalışmaya hayaller kuruyoruz falan işte güzel bir şehre gideriz okuruz gibisinden.
ikinci kat: sigara ?
F: eyvallah abi, sınava girdim çıkdım o da girdi çıktı ama bizim böyle pek bi umut yok tabi hani hayallere kapınıp elimden geldiğince onun başarıp benim başaramayacağımı düşünüp daha fazla gayret etmeye çalışmıştım. sonra bi'gün öyle ne olacak ne biticek gibisinden evde düşünürken telefon çaldı dershaneden aradılar sınav sonuçları açıklandı gel. atladım gittim abi herkes sırayla sonucuna bakıyor rehber öğretmenle,bana geldi ben tabi aradım sevgilimi açıklanmış diye o da bakacak sonucuna derken sıra bana geldi işte t yazıldı falan ama benim içim böyle çok fena oldu ekrana bakmamaya çalışıyorum rehber öğretmen bakıyor. f dedi bak ekrana abi ekrana bir baktım gözlerimden yaşlar geliyor öyle böyle olamaz bildiğin oturdun ağlıyorum
İkinci Kat: nie lan ne oldu (ikinci sigara yakılmıştır) başaramamış mısın?!
F: abi işte benim gözüm direkt sıralamaya kaydı 1(bir) yazıyor
ikinci kat: hassiktir. nasıl bir lan ! ? bildiğimiz hani derece olan bir 1 ?
F: ama herkes şok. dershane müdürü geldi tebrik ediyorlar falan ben hala şoktayım tabi.
velhasıl hikaye bu şekilde gidiyor ama çok uzun olduğu için direkt sonuç işlemine geçiyorum;
F arkadaşın sevgilisi kazanamadı ve herhangi bir okula gidemedi,f kişisi eşit ağırlık dgs türkiye birincisi oldu,
F kişi tercihine ilk boğaziçi işletme ikinci galatasaray diye giden bir tercih listesi ile başvuruda bulundu,
F boğaziçi işletme öğrenci oldu,
F kaldığı evde kapı komşusuna aşık oldu. fas'lı 4 dil bilen bir erasmuslu,f kişisi öyle bir aşık ki lütfen gel burda oku benim okulum böyle falandiyip kızı ikna etmeye çabalarken aynı zamanda olmadı ben senin ülkene geleyim diyerek kıza acayip vuruluyor..sevgilisi,f kişisine sürpriz yapmak için geldiği bir akşam bu ikisini bahçede takılırken yakalıyor ve ayrılık süreci vuku buluyor. fas'lı hatunda memlekete gidince bu beyimiz ikili bir aşk acısı çekti,
F kişisi yeterlilik sınavını(proficiency) geçemedi,değişim programından çıkmaz ümidi ile başvurup hak kazandı ingiltere'ye gitti ve maddi sıkıntılardan ötürü bir ay sonra geri gelmek zorunda kaldı,
F kişisi hala okuluna devam etmekte olup ara ara görüşmekteyiz.
velhasıl kelam(bu da nasıl yazılıyor bilmiyorum cahilliğin amk! ) sol memenin altında bir şeye ne kadar temiz ve saf duygular ile inanırsan,emek harcarsan istediğin şey oluyor. bu da insanın dini inancı olması gereken tek şey,bence.
İş bu entry sınava gireceklere son paragrafı ile tavsiye vermektedir.
ikinci kat kişisi hala bir sike sürülecek bir kişi olamadı. çünkü o hiç inanmadı.
edit:`velhasılıkelam` olacakmis. (bkz: voltrandakimaviaslan) isimli yazara tesekkurler. -
fiziğe milli eğitim'in ders kitaplarından da çalışmayı ihmal etmeyin. matematiği elinizden gelebildiğince coşturun bu sizi öne çıkartacaktır. sürekli aynı tip soruları çözerek mastürbasyon yapmayın. farklı tipte soru görmeye çalışarak bakış açınızı genişletin. soru çözmeden önce küçük bi konu tekrarı yapın(önceden çıkarttığınız notlardan yapabilirsiniz). sınavdayken ne olursa olsun sonuna kadar gidin. boşlarınız fazla olabilir ama diğer insanların ne durumda olduğunu bilmiyorsunuz bu yüzden moral bozmanıza gerek yok. yapamadığınız soruları direk hocaya sormak yerine ilk başta kendiniz halletmeye çalışın. bu sizin soru çözme metotlarınız hakkında iyi bir referans verebilir, özeleştiri yaparak metotlarınızı iyileştirmeye çalışın. bi de, kalın sağlıcakla. -
panik yapmayın, sınava mutlaka kendinize güvenerek ve bunun ucunda ölüm olmadığını bilerek girin. o sınavı kazanırsanız dünyayı yönetmeyeceksiniz, kaybederseniz de bu hayatın sonu olmayacak, öncelikle bunun farkına varın. gerisi çorap söküğü diyeyim ben size, kendimden biliyorum. (swh) -
sınava giricem diye streslere girdiğim senelere bakınca, hiç ama hiçbir önemi olmadığını görüyorum. müfredatın içinde bu kadar kaybolmaya gerek yok. kendinize şans verin, ne seviyorsanız onu bulun. her lise aynı. anca bir fransız, italyan, amerikan, alman lisesiyse dil öğrenirsiniz, böyle bir yararı olabilir. onun dışında lisenin bir şey kattığına inanmıyorum.
çalışmak gereken sınavın üniversite sınavı olduğunu düşünüyorum. o da manasız ama başka şansımız yoktu/yok. dolayısıyla stresi üniversiteye girerken yapın.