1. papağan türü demişler ama kemirgen olanları da var. kafesindeki taş hariç; kitap, duvar, el, kablo, mouse topu gibi herhangi bir şeyi kemirmekten hoşlanırlar, en azından bizim kuş öyle. mesela dün duvar kemiriyordu. köpekler gider dışarı yaparlar, kediler üstünü örterler kakalarının, muhabbet kuşları gözünün içine baka baka pıtık diye bırakırlar çocuğu. fakat çok tatlı olduğu için de kızamazsın.
    erkek olan muhabbet kuşları konuşmayı öğrenme konusunda dişilerden daha iyidir. birde burunları pembe, toprak rengi gibi renklerdeyse dişi, mavi tonlarında ise erkek oluyorlarmış.
    jury
  2. sezaaar.. evet bizim muhabbet kuşu sadece bunu tekrar edebiliyor. beyfendinin kendi ismi. 6 yaşına falan girecek. ilk aldığımız gün ismini ne koyalım dedik, annennem "sezer" olsun demiş, kardeşim sezar anlamış. o gün bu gündür, ismi sezar kaldı sıpacağın..

    kendisi keyfine pek düşkündür. eğer tv yi rahat göremezse, birisi önüne geçip engellediyse onu rahatsız edip kaldırmak için çığırtkan bir ses tonuyla irrite eder.

    evimizin ayrı bir üyesi oldu artık, her sabah odaya kim ilk girdiyse selamını verir. akşam işten dönerken, kapıyı çalmadan daha anlar geldiğimi. bizle beraber yaşamaktan hemcinslerini unuttu sanırım.. umarım acısını yaşamayız, pek kaldırabileceğimizi sanmıyorum..
  3. çok acımasız gibi görünse de yüksek bir dolabın üstünde bir süre kendi haline bırakmak etkili olabilir, sıkıldıklarında kimse tutamaz bu bıcırıkları çünkü. ilk birkaç denemede başarısız olabiliyorlar ama, o yüzden düşme ihtimaline karşı dolap o kadar da yüksek olmasın. bir de oyun halkaları var kafesin en üstüne asılan, onlarla da pratik yapıyor bizimki, hatta sonra kafesten çıkarınca kendini kartal sanıyor.

    konuşma konusunda sıkıntı yaşayanlar varsa, kuş seslerini duyabilecekleri bir yerde kalmalarına izin verin belli aralıklarla, balkon gibi ya da camı açın, cik cik cik. ama tabi güneşi sevmiyorlar pek, kafese kuşluk yerleştirebilirsiniz, onlar için çok iyi olur çünkü geceleri de uyurken karanlığı seviyorlar. hatta bizim veterinerin dediğine göre, bazen kafa dinlemek isterlermiş, sizden uzak kalmaları için de kuşluk ideal bir yöntem.

    kendimi bildim bileli bizim evde hep bir 'bıcır' vardır, atasının adını yaşatır. şimdikinin adı bıcır the great, en kıymetlimiz. bir önceki bıcır, hastalanmıştı ve kaybettik ne yazık ki. çok sık hastalanabiliyorlar bu arada; ishal oluyorlar, depresyona giriyorlar, kötü beslenmeden kolay etkileniyorlar. haşlanmış patates ve salatalık takviye edebilirsiniz böyle durumlarda, baktınız zayıflamaya başladı hemen yeminin içine küçük küçük doğrayıp koyun. bir de cereyanda bırakmayın.

    bir de sevin ve konuşun hep, gelip geçerken laf atın hiç karşılıksız bırakmazlar, selamınızı almamazlık etmezler. öyle de güzeldirler.
  4. sarı tüylü, kırmızı gözlü çok sevimli bir cinsini besledik. kafesinin kapısı açık kalır, keyfine göre takılırdı. kahvaltı masasında bizimle birlikte peynir, ekmek, salatalık, kırmızı kapya biber vs yerdi. iyi baktık galiba 11 yıl boyunca aileden biri oldu. konuşmanın kitabını yazdı. fena gevezeydi. gerçi bunlar fazla kelime öğrendikçe cümleleri diğer cümlelere bağlayıp çok komik yeni cümleler kurabiliyorlar. ölümü de bu süreçten sonra fena koyuyor tabi. o nedenle bir daha almadık.