1. kendimi bildim bileli diğer hayattan değil de ölüm anından korkmuşumdur. bugün gözlerimin önünde bir kişinin can çekişmesini izledim belki de şu an ölmüştür. nefessizlikten can çekişirken kafasının heryeri kanarken titremesini izledim. herkes çığlık çığlığaydı bense sadece izledim, neredeyse nabzım bile hızlanmadı. tek düşündüğüm ailemdi, kendi ölümümdü. kendi ölümümü belki onlarca kez planlamışımdır bunlarınsa sadece birinde fırsatım olsa yapardım.
    kendi ölümümüz aslında bizim değil de diğerlerinin başına geliyor; asıl acıyı, belki bizim hissettiğimizin yüzlerce katını hissediyorlar. hiç tanımadığımız insanın ölümü bile böyleyken. sevdiğinin, en yakının, gitmesi düşüncesi bile kaldırılamayacak kadar büyük.
  2. insanlar uykudadır ölünce uyanırlar
  3. ölümün olduğu yerde ben yokum , benim olduğum yerde ölüm yok. nietzsche
  4. her nefis ölümü tadacaktır. ölümü tatmak. demekki o kadar kötü bişey değil.
  5. geriye üç beş fotoğraf, bir hafıza yüküyle anı, birkaç kitap bırakan.
    bazen gülümseme, bazen birkaç damla göz yaşı olan.. en çoksa hüzün.
  6. ölümü en çok eleştirdiğim noktası, sevdiğin insanları ardında üzüyor olması, hatta bu acıya dayanamayarak onları da kendi safına çekiyor olmasıdır. ölüm keşke bu kadar bencil olmasaydı.
  7. sadece başlangıçtır.
  8. bir beni bulmadı.
  9. özlersin çok özlersin, konuşursun onunla aklına her geldiğinde duyar mı?duymadığını bilirsin, bazıları der bu bayram gitmedin mi yanına ,gitmedim dersin o bi toprak sadece bilirsin karşıdaki de bilir aslında bi toprağa ne anlatılır, sen gittiğinde unuttum ben inanmayı, sen gittiğinde gördüm bahaneleri,safsataları,yalanları.. oysa hiç aklıma gelmemişti böyle apansız gideceğin, gitmesi gereken sen değildin ne bileyim herkes belki ama sen değildin işte. gecen yine geldin aklıma ,toplu ortamlarda ağlayamam ama gözler doldu yine,yine konuştum seninle. 3 yıl oldu gideli, ben seni çok özledim güzel yüzlü ninem
    r2-d2
  10. devamlılık bireylerin değil insanlığın bir özelliğidir. insana sonsuz bir hayat verilmiş olsaydı durmadan yaşayacağı için en sonunda karakterinin değişmezliği ve sınırlı zekasından ötürü öyle bir yeknesaklık duygusuna kapılacak ve öyle tiksinecekti ki sonunda hiçliği tercih etmek zorunda kalacaktı.

    arthur schopenhauer