1. 5 anadolu üniversitesi gezmiş ki bunların içinde odtü yok ve şu an alelade birinde akademisyenlik yapan bir insan olarak en çok takdir ettiğim ve başarının kaynağı olarak gördüğüm türkiyenin medeniyete açılan kapısı.

    açıkça söylemem gerekirse boş adam barındırdığını görmedim. odtü mezunu veya okuyanı mis gibi adamlar. beyinler hep açık. ormanın temiz kokusundan mıdır, akademisyenlerin kalitesinden midir, gelenlerin seçmece olmasından mıdır, sebebini bilmediğim bazı sebepler sebebiyle paçalarından kalite aktığını söyleyebilirim. istisnalar beni bozmaz, hiç bir odtülü de bu kadar yağlama yıkama yapmaz. hadi yine iyisiniz köftehorlar.
  2. "trabzonlu"lar için "trabzonspor" ne ise mezunları, öğrencileri, akademisyenleri ve diğer bileşenleri için burası da odur.
  3. a1 girişinde bulunan heykelin bilim ağacı sanıldığı okuldur oysaki okulun yapımını teşvik eden abd, rusya'ya gözdağı vermek için japonya'ya attığı atom bombasının heykelini buraya koydurtmuştur.

    güzel insan kemal kurdaş da bunu ağaca benzetmesini iyi bilmiştir.
    erlik
  4. mimarı behruz çinicidir. okul merkez bölgesi (yolun içinde kalan kısım) mimari niteliği bakımından modernizmin simgesel örneği olduğundan 2. derece sit alanı sayılmaktadır.

    1970lerden kalma mercedes o302 ring otobüsleri ile, içinde yaşayabildiğiniz kampüsü ile, türkiye'nin ilk mikroçip fabrikası, ilk güneş enerjisi araştırma merkezi, ilk rüzgar enerjisi araştırma merkezi, ilk teknokenti, ilk biyotelnoloji araştırma merkezi, ilk oyun merkezi (odtü atom), ülkemizin uzay programının da yürütüldüğü ilk uzay araştırmaları merkezi, en geniş laboratuvarı, ülkemizden ilk e-postanın gönderildiği ilk bilgisayar mühendisliği bölümü, cahit arf kuşağını barındıran matematik ve feza gürsey'i barındıran fizik bölümü ile ünlüdür. ayrıca ülkemizin alan adı sağlayıcısı, ilk internet çıkış noktası ve en çok patentin adreslendiği kampüsüdür.

    odtü, türkiye'nin bilimsel birikiminin özetidir.
  5. haftasonları bebekle gidilebilecek güzel mekanlardan biri.
  6. çok bildiğini sanan mağdur milli iradenin elinde harcanmasından korktuğum üniversite. açıklamalara bakılırsa bölüp birkaç rize recep tayyip erdoğan üniversitesi çıkarılması düşünülüyor. odtü çok iyi durumda değildir tamam da daha kötüye de gitmesin yani.
  7. farkedilecegi uzere daha once baska bi platformda paylasmis oldugum yazilari arasira buraya aktariyorum, ve kisisel olmayanlari secmeye gayret ediyorum genelde, sinema, kitap, teknoloji vs gibi... bu yaziyi da eklemeyecektim aslinda, ama kayit altinda kalsin istedim. bir-iki istisnadan biri olsun.

    ===

    25-10-2013

    mezun olduktan 11 sene sonra geriye donup baktigimda, tesadufen girdigim bu okulun hayatimin en buyuk piyangosu oldugunu dusunmeden edemiyorum...

    ben universite sinavina girdigimde, 16 yasimda iken yani, 4 yillik mobilyaci kalfasi idim... ve durust olmak gerekirse kazandigim universitede okuyabilecegimden pek emin degildim, cunku ailemin benim ve kardesimin kazandigindan baska bir geliri yoktu... 1997 eylulunde ankara'ya dogru yola ciktigimda nasil gecinecegim, nerede kalacagim, ne yiyip ne icecegim vs konusunda hic bi fikrim yoktu... allah elbet bir kapiyi acardi...

    sabaha karsi ankara'ya vardigimda daha onceden hic gormedigim uzaktan bir tanidik (kuzenimin esinin kardesi) beni maltepe'deki bi nurcu yurduna goturdu... orada aynen benim gibi culsuz bi kac kisi daha vardi. ertesi gun hep beraber okula gidip kayit yaptirdik, yurda, burslara vs bas vurduk, ve okulun acilmasini beklemeye basladik...

    ilk haftadan yurda kabul edildim, ki o zamanin standartlari icin gercekten kaliteli bir yurt idi... parasinin nasil odeyecegimi bilemesem de nurcu yurdundan resmen kacarak okula gectim... hazirligin ilk gunleri burs gorusmesine cagrildim, su an kim olduklarini bilmedigim 3 hoca (2 kadin 1 erkek) ile oldukca sicak bir konusma gecti aramizda... 2-3 gun sonra odtu'nun en iyi karsiliksiz bursu (mng) yemek ve yurt bursu verildi bana... eylul ekim icin ilk burs 2 aylik yattiginda, hesaptaki parayi gordugumde gozlerime inanamadim... is bankasi'nin yanindaki ptt'nin onunden jetonla annemi aradigimda kadin aglamaya basladi... paranin yarisini eve gonderdim... ve iste ben bu okula, o kosullarda, boyle buyuk bir minnettarlik duyarak basladim...

    ertesi ay, okuldaki burs komitesine verdigim sozu tutarak, daha once haricen bas vurup almaya hak kazandigim basbakanlik ve tobb'in verdigi karsiliksiz burslari iptal ettirdim... basbakanliktaki gorevlinin dilekcemi okudugunda bana uzayliymisim gibi bakisini unutamam... ama o ekstra paraya hic ihtiyacim olmadi... odtu, bana hic bi maddi sikinti yasamadan cok guzel bir ogrencilik yasamaya yetecek kosullar sundu...

    mezun olduktan ve is hayatina atildiktan sonra (hatta askerlikte bile) onumdeki tum engelleri astiran, butun kapilari acan yine bu okuldu... egitiminin, kazandirdigi saygi kulturu ve ufuk genisliginin, aslinda ne kadar ileri seviyede oldugunu sonradan, tum dunyadan baska kisilerle/muhendislerle calistiginda farkediyor insan... son 8 yildir, turkiye'den sadece odtu ve itu'den eleman alan, oldukca prestijli bir sirkette calisiyorum yurtdisinda, ve sadece karsilastirma yapmak icin soyluyorum, yanlis anlasilmasin, bana sunulan hayat standartlari cocukken hayal bile edemeyecegim seviyede... ve benim bunun karsiliginda tek yaptigim, 1997 oys'de cok da bilmeyerek, hasbelkader odtu'yu secmekti...

    ve bu okula her yil onlarca, belki yuzlerce benim gibi dar-gelirli aile cocugu ogrenci girer... ve cogu da hem kendisinin hem cevresinin hayatini ciddi olcude etkileyebilecek potansiyelde bir insan olarak cikar... ne kadar nesnel olabilirim bilmiyorum ama, sirf bu yuzden bile, digerlerinden ayrilan bir okuldur sanki...
  8. bugün devrim stadı'nda koç holding'in türlü hanzoluklarına şahit olduğum okulum.
    bu sene 32.si düzenlenecek odtü bahar şenliği, ankara valiliği'nin ohal gerekçesiyle rektörlük'e gönderdiği yazı ile 1 güne düşürülmüş durumda. her sene rektörlük'ün türlü katakullilerle engellemeye çalıştığı, öğrencilerin emek emek ördükleri, sahne hoparlörlerini elleriyle taşıdığı şenlik bu sene kayyum rektör tarafından bitirilmeye çalışıyor. öte yandan koç sporfest denen etkinlik için koca koca tırlar, devrim'in önüne geliyor, yaya yolunda kendini e5'te sanıp hareket ediyorlar. spor etkinliği denen yerde stadın tartan pistinin üzerine getirilen spor arabalar cirit atıyor. koçfest görevlileri çöp konteynırını yakıp hiçbir şey olmamış gibi işlerine devam ediyor.
    ne için? pek kıymetli rektörümüz paraya para demesin diye. adım adım bitirilen imece anlayışı yerini salt tüketim odaklı "eğlence"lere bırakıyor. öğrencisi karşısında demokles'in kılıcını sallayan, lgbt etkinliğini basıp elektrikleri kesen rektör, çimlerin canına okuyan bu sorumsuzluğa karşı bir şey yapma gerekliliğini görmüyor.
    odtü geleneğine aykırı biçimde, demokrasi ve akademik özerklikten vareste şekilde atanan ve göreve cumburlop diyerek atlayan rektör, odtü'nün tarihsel kimliğine zarar vermekle kalmıyor, öğrencisini çalışanını sağmal inek misali para basma aygıtına dönüştürerek neoliberal düzenin gerekliliklerini yerine getiriyor. çevre bilinci, dayanışmaya yatkınlığı sıfır nesiller geldikçe de amacına ulaşmaya daha da yaklaşıyor. beton yığınına dönen ülkede, sekiz şeritlik yolları tıkanan ankara'da bir cennet olan odtü köklerinden koparılıyor, üniversitenin getirdiği bilimsel ve toplumsal sorumluluktan uzaklaşıyor. eğer bir an önce karşı çıkılmazsa varılacak nokta, bugün iü'nün, gazi'nin bölük pörçük edilmesi gibi bir durum olacak.