1. basitçe, sapkın olma durumu, şeklinde tanımlanan sapkınlık esasında arka planda toplumsal tepki ve ahlak kurallarını barındırıyor. çok fazla derine girmeden sapkın'ı ve sapkın'ın sapma davranışı'nı açıklamaya çalışacağım.

    sapma davranışı, standardın dışında davranış sergilemek, farklı yolda ilerlemek şeklinde açıklanabilir. bu sapma davranışında bulunanlara da sapkın diyoruz.

    bütün toplumsal gruplar kural koyar ve belirli koşullarda bu kuralları dayatır. bu kurallar bazen hukuk kuralı halini alırken bazısı örf ve adet aşamasında kalacaktır. fakat her ne olursa olsun, hukuk kuralı aksini iddia etse de o toplumda o davranış sapma davranış ise yanlıştır ve öyle kalacaktır. ayrıca o davranışı sergileyen kişiler sapkın olarak 'damgalanacaktır'. bu süreci eşcinsellik üzerinden anlatayım.

    sapkınlık kariyeri olarak adlandırılan süreçte ilk aşama 'kural ihlali'dir. bu kuralın hukuk kuralı olma şartı yoktur. eşcinsel ilişki sürdürmek da hukuken yasaklanmamışken (ülkesel anlamda değişkendir) birçok toplumda birçok grup tarafından 'sapkınlık' olarak nitelendirilir. bu 'kural'ı ihlal eder kişi ve ilk sapma davranışını gerçekleştirmiş olur.

    ikinci aşama 'kamuya mâl olma'dır. burada eylemi gerçekleştiren 'yakalanır' veya ifşa olur. tam da bu aşamada damgalama devreye girer. o kişi artık sapkın'dır ve gösterdiği sapma davranış örneğin hırsızlıksa ona rüşvet vermeyi/almayı, fuhuş yapmayı ve birçok sapma davranışı yakıştıracak hale geliriz. damgalama'nın etkisi budur. ve bu damgalama sebebiyle söz konusu kişi, eşcinsel örneğinden devam edecek olursak, iş hayatından uzaklaştırılabilir ve aslında bir güdü etkisinde olmamasına rağmen hayatta kalabilmek adına hırsızlık, seks işçiliği gibi sapma davranışlara yönelebilir. bu durumda sanıyorum ki toplum, kendini haklı çıkarmak için çabalamış ve haklı çıkmış olmaktadır.

    sapkınlık kariyerinde son aşama, örgütlülük aşamasıdır. en güzeli ve en cefalısıdır da... howard saul becker şöyle diyor: "kuşkularını, gerekçeleri benimseyerek gideren kişi, bu gerekçeleri benimsemeden önce mümkün olandan daha ilkeli ve tutarlı bir sapkınlık türüne geçer." bunun tezahürü şu şekilde olmuştur: lgbti bireyler günümüzde haklarını biliyor, savunuyor ve damgalamaları kabul ederek bunun meşru olduğunu/olması gerektiğini kabul ettirmeye ve bu yolla damgadan kurtulmaya çalışıyorlar. bunu da hukuk kurallarına değil toplumsal yargılara karşı yapıyorlar.

    toplumsal kuralların dayatılması için ise bir ahlaki girişimcinin ahlaki panik ortamı yaratma çabası, felaket tellallığı yaparak toplumu adeta galeyana getirmesi gerekmektedir. bu durumda karşı örgütlenmeye (sıra bakımından değil) girişen toplumun tepkisini elbette siyasetçiler alıyor, ellerinde yuvarlıyor. bu sırada o ahlaki girişimcinin işi bitmiş olup köşesine geçmiş olduğu görülüyor. siyaset açıkça, işlerine nasıl gelecekse ona göre talebe cevap veriyor, beklenenden çok veya az (sanmıyorum ama belki hiç) yaptırım ortaya koyarak davranışı 'yasaklıyor'. bu noktada şu çok önemli, toplumsal bir kural varsa bunun dayatılması ihtiyacı sürekli hissediliyor. o kural, ihlal edilip dayatılması için varmış gibi düşünülüyor.
    mitya