sevan nişanyan

Kimdir?

ilköğrenimini özel pangaltı ermeni ilkokulu'nda gördü; 1968'de, milliyet gazetesi tarafından düzenlenen ilkokullararası bilgi ve kültür yarışması'nda üçüncü oldu.[1] orta öğrenimini işık lisesi ve robert lisesinde tamamladı. 1974'te abd'ye giderek yale üniversitesi ve columbia üniversitesinde tarih, felsefe ve güney amerika siyasi sistemleri üzerine eğitim gördü.

1984-1985 yıllarında commodore 64 adlı kişisel bilgisayarı (pc) türkiye'ye getiren firmanın kurucusu ve yöneticisi oldu. bilgisayar programcılığı ile ilgilendi, çeşitli konuşma ve konferanslara katıldı. türkiye'nin ilk popüler bilgisayar dergisi olan commodore'u kurup orada baytan bitirmez müstear ismiyle yazılar yazdı.[2]

sevan nişanyan, çeşitli britanya ve uzakdoğu yayınevleri için seyahat kitapları kaleme aldı. 1998 yılında "küçük oteller kitabı" adlı kitabı ilk kez yayımladı. türk turizmine kitle turizmi dışında yeni bir yön kazandırma çabası olarak görülebilecek "küçük oteller kitabı"'nı her sene yenileyerek bir referans kitabı haline geldi.

1995 yılında eşi müjde nişanyan ile birlikte izmir'in selçuk ilçesinin şirince köyüne yerleşen nişanyan, bu köyde geleneksel mimari dokuyu korumak ve canlandırmak için yaptığı çalışmalarla tanındı. eski köy evlerini geleneksel tarzda onararak oluşturduğu nişanyan evleri adlı otel 1999'da işletmeye girdi. şirince'de yıkılmakta olan evleri resmi izin olmadan restore ettiği gerekçesiyle 2001 yılında 2863 sayılı yasa kapsamında 10 ay hapis cezası aldı.[3]

bu dönemde türkçenin etimolojisi üzerine ilk kapsamlı bilimsel çalışma olan "sözlerin soyağacı: çağdaş türkçenin etimolojik sözlüğü" adlı çalışmasını tamamladı; aynı sözlüğün popüler bir özeti olan "elifin öküzü ya da sürprizler kitabı" adlı kitabı yayımlandı.[4]

2004'te insan hakları derneği tarafından verilen ayşenur zarakolu özgür düşünce ödülü'ne layık görüldü.[5] türkiye'nin doğu ve güneydoğu bölgeleri hakkında resmî görüşün verilerini sorgulayan "ankara'nın doğusundaki türkiye" adlı gezi rehberi 2006'da yayımlandı.

nişanyan'ın türkiye cumhuriyeti'nin kuruluş dönemine ilişkin eleştirel görüşlere yer veren "yanlış cumhuriyet: atatürk ve kemalizm üzerine 51 soru" adlı kitabı 2008'de basıldı. "sözlerin soyağacı"'nın geniş ölçüde gözden geçirilmiş ve genişletilmiş yeni versiyonu da aynı tarihte piyasaya sunuldu.

agos gazetesindeki köşe yazarlığının yanı sıra, 29 ekim 2008 ve 14 aralık 2009 tarihleri arasında taraf gazetesinde "kelimebaz" adıyla dile ilişkin köşe yazıları yazdı. bu yazıları iki ayrı kitapta toplanarak "kelimabaz - 1" ve "kelimebaz - 2" isimleriyle yayımlandı.

2009'dan itibaren anadolu yer adlarına ilişkin geniş kapsamlı bir çalışma başlattı. çalışmanın ilk ürünleri 2010'da piyasaya çıkan "adını unutan ülke: türkiye'de adı değiştirilen yerler sözlüğü" adlı kitapta ve index anatolicus web sitesinde yayımlandı.


  1. "en büyük katliamları yapanlar zalimler değil, adiller ve iyilerdir – ya da kendini iyi ve adil sananlardır. bunu anlamadan felsefenin kapısını açamazsın. saatli maarif takvimi seviyesinde takılır kalırsın.

    adlin ve iyiliğin sırrını keşfetmiş olan insanın, o kutlu keşiften mahrum olanlara doğal tepkisi, önce şaşkınlık, sonra öfke, sonra nefrettir. isterse “hoşgörü” takılsın. eninde veya sonunda, adlin ve iyiliğin timsali olan kardeşlerini kâfirden koruma yükümlülüğüyle yüzleşmek zorunda kalacaktır.

    hakikati bulmuş insan tehlikelidir. tabiatta hiçbir mahluk, hakikatin sahipleri kadar kör ve gaddar olamaz. tarihteki en kan dökücü zalimlere bak: hepsi kendi dava arkadaşlarına karşı sevgi ve sadakatle dolu insanlardır. onların başına bir şey gelecek diye akılları çıkar, canavara dönüşürler.

    o yüzden gerçek filozoflar insanlara asla hakikati anlatmazlar. çünkü hakikat tehlikelidir. bak sokrates’e, descartes’a, hume’a, evet hegel’e, nietzsche’ye. hakikat anlatmamışlar, hakikat yıkmışlar. insanların ruhunu esir alan mitleri sarsmışlar. insanlığa faydaları peygamber geçinenlerden daha fazladır. en azından zararları daha azdır."
  2. geçtiğimiz ay foça açık ceza evinden izinle ayrılıp sandalla yunan adalarına kaçan yazar.
    blog yazılarından öğrendiğimiz kadarıyla foça oldukça rahat bir ceza eviymiş. baya bisiklet ile seyahat edilip haftada üç gün foça meyhanelerinde rakı sofraları kuruluyormuş. yine böyle bir gün ani bir kararla sandala binip firar etmiş.
    fikirlerini enteresan ve bazen yakın buluyorum, özellikle tartışmalardaki sert ve tahammülsüz tavırları ile genel geçer devlet kafasıyla konuşan tiplere kurduğu üstünlükten anlamsız bir keyif alıyorum. ali nesin ile birlikte yaptığı işlere girmiyorum bile.

    birde en son matematik köyünde bir akademik yıl süreli bir üniversite hazırlık programı düşünüyorlarmış ali nesin ile birlikte, içeriği de enteresan, şöyle anlatmış;
    ''üç temel ders – okuma-yazma, matematik, ingilizce – artı uygulamalı tiyatro ve/veya sanat olmalı. okuma-yazma dediğim batı ve doğu klasiklerinden on oniki kadar metin alıp derinlemesine tartışmak ve paper yazmak. tiyatronun hayati önemi olduğuna ikimiz de inanıyoruz, üstelik komşu kapıda tiyatro medresesi var.''

    kendisini televizyonda izlemek istesem de yakın gelecekte pek mümkün görünmüyor. blog ve facebookla idare ediyoruz..
  3. yazdığı etimoloji sözlüğü türkiye türkçesi için ve türkçe yazılmış en kapsamlı sözlüklerdendir, hatta öyledir. etimoloji çok geniş bir okyanustur ve bu okyanusta kaybolmadan ilerlemek herkesin harcı değildir. nişanyan, bu denizde dümen sallayabilecek türkiye'deki nadir etimologlardandır. sözlüğünde türkçe kökenli bazı sözcükleri ermeniyece dayandırdığı iddiaları bana göre çok da doğru değildir. başka kaynaklarda türkçe dışında dillere dayandırılan bazı sözcüklerin aslında türkçe olduğunu ortaya attığı birçok sözcükle karşılaştım. şu anda sözlüğünde 15.089 madde altında 30,970 türkçe sözcük olduğu belirtilmektedir. bu maddeler arasında elbette yanlış etimolojiler vardır ancak bu durum sözlüğün en kolay ulaşılabilir ve en kapsamlı, türkçe yazılmış türkiye türkçesi etimoloji sözlüklerinden birisi olduğu gerçeğini değiştirmez.