-
sevgiliye bir canlının üreme organını vermektir.
evet gençler, o çiçekler polenleriyle corollasıyla coronasıyla bitkinin üremesi için var. siz de -afedersiniz ama- mal gibi götürüp bir canlının üreme organını veriyorsunuz. sevgiliniz de elinde bir canlının üreme organı, kıkırdıyor, mutlu oluyor sevginizi gösterdiğinizi için.
bunun bir adım ötesi, sevgiliye koç taşşağı almak. ama onu yapan hiç görmedim. sembolizminize, tür seçkinciliğinize sıçayım.
edlt: en az beş yıllık evli çoluk çocuk sahibi adamım. evlenince evi arabayı hanımın üstüne yapacaklar diyen ergen arkadaş koç billuru yesin. -
gülümsemesi yeter.
evet, sevgilime şiir yazabilirim, kitap hediye edebilirim, daha farklı şeyler yapabilirim yüzünün gülmesi için. ama her gülme farklıdır, bi çikolatanın içinizde uyandırdığı duygunun ifadesi olan gülümseme ile tatlı bir hatıranınki aynı değildir.
bu yüzden, gülümsetin sevdiklerinizi, hem de düşünebileceğiniz her yolla. -
-çiçek almak yerine, birlikte kırlara çiçek toplamaya çıkabilirsiniz,
-tek başınıza beceremiyorsanız kasmayın , oturun sevdiceğinizle birlikte aşkınızın şiirini yazın.
-varsa göl kenarı, ağaç altı gibi bir yere geçip ikinizinde sevdiği komikli bir kitabı okuyabilirsiniz.
-laptopunuzu ya da eski bir teyibi alıp gene pek kimsenin olmadığı bir yerde, sevdiğiniz parçalar çalarken dans edebilirsiniz, kendi dansınızı oluşturabilirsiniz.
-mesela lise aşkımla, benim kendimize özgü alfabemiz vardı. sınıfta yazışma kağıtları yollayıp duruyorduk birbirimize, birisinin eline geçme korkusu olmadan, dilediğimiz gibi...
-origami yapın. valla bak, birilikte bir şeyler üretmek, kapitalist kafelerde üretilmiş acılarınızı tartışmaktan daha iyidir , ruhunuz tazelenir. hem de elişi kağıdı 15 kuruş .
-desen çizip, boyayın, mum yapın, ne halt yaparsanız yapın ama bu kadar sığ düşünmeyin. neticede bir ilişkiniz var, onu herkeste var bende de olsun diye seçmediniz ( yani inşallah). paranızı da kolay kazanmıyorsunuz. aklınızı kullanıp, daha ucuza, bol eğlenceli , sevmeli şeyler yapabilirsiniz, yeni yetenekler kazanmanızı saymıyorum bile... -
biz de bilirdik sevgiliye çiçek almasını, lakin aç idik yedik çiçek parasını.
-yılmaz güney -
vegansa hoşuna gidebilir, tabi organik gübresiz topraklarda yetişen çiçeklerse bunlar efem. çünki organik gübreler büyük ölçüde çiftlikler yani yani heyvanların kollektif olarak sömürüldüğü ve köleleştirildiği vahşi kurumlardan elde edilir.
(bkz: bugün duyar kasmak için ne yaptın) -
ölü çiçekler ölü sevgiler içindir.
ben olsam sevdiğime kitap yazardım.
sonsuza dek yaşatırdım onu. -
sevgiliye çiçek almak saçma diyen yazarlar bi kaç sene sonra evi arabayı hanımın üstüne yapacaklar. bunlar ufak hesaplar beyler, yolun sonu daha karanlık. ^:alın^ -
zamanında çiçek alıp buluşmaya gittim. çiçeği verirken güzel bir söz söyleyip sonuna da seni seviyorum dedim. gelen cevap
- hee biliyom
deyince.
+ sana geçilen sperm tanesini sikeyim.
diye karşılık verdim. ondan sonra öküz biz oluyoruz. -
neden sadece erkeklerden beklenen bir hareket olduğunu anlamıyorum. kadınlarda erkek arkadaşlarına çiçek almalı.
aslında bunun altında "kadınlar çiçektir" sözü yatıyor. bu sözle ilgili internette karşılaştığım bir yorumu biraz düzelterek yazıyorum.
!---- spoiler ----!
kadınlar tarafından da kullanıldığını ve benimsendiğini gördükçe hayrete düşüren söz.
çiçek dediğin bir vazo ya da saksı içinde bir köşede duran, olmadı bir toprak parçasında yaşamaya çalışan, yağmura ya da sizin verceğiniz iki damla suya muhtaç olan, her daim güzel, diri olması ve hoş kokması beklenen bir bitki türü.
hadi bu çiçek durumu, etken, edilgen meraklısı erkeklerin işine geliyor diyelim ama hangi aklı başında olan kadın kendine atfedilen her zaman, güzel, diri, hoş olma misyonunu bu kadar çabuk benimsiyor ve eski güzelliği kalmadığında da bahçeden, vazodan, saksıdan çıkarılıp çöp poşetine atılmak suretiyle yok edilmeyi kabul edebiliyor, şaşırıyorum.
duygusal görünümlü ve fakat aptalca edilmiş laflara ne çok kanan var yarabbim.
!---- spoiler ----! -
dört yıllık sevgilimin bir kere almadığı çiçeği canım wtf bana iki kere aldı, kahrolsun öküz sevgili