1. zambaklar en ıssız yerlerde açar.
    ve vardır her vahşi çiçekte gurur.
    mim
  2. "büyüklerle ben yapamıyorum
    çocuklar da almıyor beni oyunlarına
    devlet dairesinde
    yangından kurtarılmayacak
    sıkışmış bir çekmece gibiyim
    açılamıyorum sana

    kardeşiyle sokaklarda hep
    bir örnek giydirilen sen
    nasıl sevmezsin eşitliği
    yürürken düşen çoraplarını
    aynı hizaya getirmek için
    annen değil miydi önünde diz çöken... "

    sunay akın/ çekmece
  3. yenilirsem yenilirim, ne çıkar yenilmekten?
    ...
    unuttuğum bir bitkinin yaprakları gibi 
    göğsüme değerse kurşunların, ne çıkar? 
  4. ellerin, ellerin ve parmaklarin
    bir nar çiçegini eziyor gibi...
    ellerinden belli olur bir kadın.
    denizin dibinde geziyor gibi
    ellerin, ellerin ve parmakların.

    (bkz: monna rosa - sezai karakoç)
  5. ne içindeyim zamanın,
    ne de büsbütün dışında;
    yekpare, geniş bir anın
    parçalanmaz akışında.
    (bkz: ahmet hamdi tanpınar)
    eno
  6. bir kırlangıcın kanı var ön camımızda
    sanayi devrimi çünkü kuşların ölümüdür
    yalan
  7. oysa bir bardak su yetiyordu saçlarını ıslatmaya
    bir dilim ekmeğin bir iki zeytinin başınaydı doymamız
    seni bir kere öpsem ikinin hatırı kalıyordu
    iki kere öpeyim desem üçün boynu bükük
  8. youreads olarak attila ilhan'ı andığımız bu gecede şu sözler bir kez daha hatırlatmıştır kendini bana:

    "doğumdan öncesini yaşıyorum
    henüz belli olmadı kimliğim
    vücudunu arıyor ruhum
    bir yerde atomun çekirdeğiyim
    bir yerde artı sonsuzum" ^:artı sonsuz^
  9. ölüyoruz demek ki yaşanılacak
  10. yıkabilirsen duvarlarımı, sakın bırakma beni.
    tüm tutkularım ve gücümün arkasında;
    hala minik bir çocuğum.
    büyütemezsen ; kaybolurum...!