1. sizin için kalktım geldim
    ve her tarafınızdan ayrı bir koku topladım.
    göğsünüzden inat,
    boynunuzdan uzun sonsuz bir damar,
    açılmış çiçeğinizden hercai polen.
    her tarafınıza ayrı bir koku bıraktım,
    genzinizde bukağı, bileğinizde
    en derin kuyuya atsanız
    sesi silinmeyecek huzursuz zaman,
    dibimden ilk bulunduğu günkü kadar gür ateş,
    kökümden nefes, sapımdan
    uzun sonsuz bir okun asi ıslığı.
    kokularım kokularınız artık
    bir çingenenin kahkahasında patlayan
    ansızın güneş.

    sizin için kalktım, geldim.
    belinize doladığım bu koldan biraz önce
    çözdüğüm saate akrep yelkovana kördüğüm,
    içinizde hızla köpüren dicle’de
    fırdöndü bir atım:
    bu keman sizsiniz, bu hoyrat yay ben
    alnınızda birikmiş her taneye yansıyor
    yüzümdeki gezgin fırtınanın topladığı iz,
    iki göz sizde dimdik iki giz,
    çıkıyorum doruğunu görmediğim merdivenden
    iniyorum dibini görmediğim,
    korkularım sizin korkularınız artık –
    ya şimdi ölmeyeceksem.

    sizin için kalktım birdenbire yerimden,
    sizin için konuştu şiirin nicedir
    silindiği bu dil, çalıştığı bu soğumuş kas,
    kilitlenmiş bu kasık,
    bakışıma dadanan bu kırılgan şimşek
    sizin için çıktı gecenin simsiyah yüzüne,
    sizin için topladığım bulutlar
    ve koptuğum sağanak,
    ağzımdaki körelmez savaş
    ve bu kesik çığlıktaki taşkı,
    sizin için bu tutuşmuş fitil,
    bu kesif dumanı gözbebeğinize
    durmadan gönderen körük,
    sizin için
    tırnaklarınızı boyayan
    sıcak kan.

    sizin için kalktım yerimden,
    üstümdeki koyu kara tren hüznü,
    dilimde herkesin unuttuğu
    ve gizini sökmek istediği uçarı aruz,
    ellerimdi ateşin ucunda kıvranan,
    kimsenin durduramadığı soluğumdu
    dolaştığı an her yeri hemen kavuran,
    taşıdığımız ortak göçmen ruhta
    tuzaklarını bir bir açan ve çözen
    gövdeydi – sessiz geceden akan.
    benim için açıldınız,
    kartal kanatlı pencere.
    benim için uzun sonsuz saçınızdan
    dolanıp karadüşlerime öldünüz,
    toprakta benim için dirildiniz pupa yelken,
    güldünüz, tıkandınız, kılıcıma kın
    benim için delirdiniz, içiniz deniz.

    sizin için kalktım birdenbire yerimden,
    sizin için geldim ağır ağır. bu tohum,
    bu karmaşık düzenli terkedilmiş bahçe,
    heryeri ışıksız bu yabanıl orman sıkışıklığı
    yılları delerek büyümüştü içimde.
    beklememiştim ki sizin için
    benim için beklemediğiniz dönemeçte:
    çıkagelmiştiniz, çıktım geldim,
    sönmez artık bu uzun sonsuz yangın,
    kokular ve korkular,
    bir duruş, biriki tokadı andıran kelime,
    bu sokaklar, bu midye gibi
    kendi üstüne kapanan loş şehir
    izlerimizi silmez