• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (8.19)
sineklerin tanrısı - william golding
"sineklerin tanrısı", günümüzde bir atom savaşı sırasında, ıssız bir adaya düşen bir avuç okul çocuğunun, geldikleri dünyanın bütün uygar törelerinden uzaklaşarak, insan yaradılışının temelindeki korkunç bir gerçeği ortaya koymalarını dile getirir. konusu, r. m. ballantyne'ın mercan adası gibi eşsiz bir mercan adasının cenneti andıran ortamında başlayan bu roman, çağdaş toplumlardaki çöküntünün, insan yaradılışındaki köklerini gözönüne sermek amacıyla mercan adası'ndaki duygusal iyimserlikten apayrı bir yönde gelişir. uygar insanın yüreğinde gizlenen karanlığı deşerken "sineklerin tanrısı"; daha çok conrad'ın kısa romanı "karanlığın yüreği"ni andırır. golding'in romanındaki çocuklar da başlangıçta tıpkı kurtz gibi, uygar toplumun baskılarından uzak bir örnek düzen kurmak isterlerken, gitgide hayvanlaşır, korkunç bir kişiliğe bürünürler. bu yönüyle sineklerin tanrısı'nın mercan adası ile öbür ıssız ada serüvenlerinden ayrıldığı en önemli nokta, ıssız ada yaşamının çetin güçlüklerini ya da mutluluğunu anlatmaktan daha çok, bir insanlık durumunu, kişiler arasındaki çatışma aracılığıyla ortaya koymaya çalışmasıdır.


  1. yazıldığı tarihte büyük tepkiler alan, ama aslında "melek" görülen çocukların esasen ne kadar "canavar"laştığını gösteren kitap.
    çocukların masum olduğu tezine karşın william golding tarafından bir karşılık amacıyla yazılmıştır. çocukların bile doğasında vahşilik ve kan dökme arzusunun olduğunu gözler önüne serer.
    !---- spoiler ----!

    o tombik çocuk öldürüldüğü zaman çok üzüldüm. ki zaten kitabın olayı orda kopuyordu.

    !---- spoiler ----!
  2. çok iyi bir kitap olmasına rağmen biraz ağır.birden yeter artık deyip kapamak isteyebilirsiniz.kapamayın.valla çok güzel.
    self
  3. süssüz kelimelerle yapılan çok süslü sanat eseridir
  4. çocukların özünü inmemi sağlayabilen yapıt. teşekkür ederim.
  5. 1963 peter brooks yapimi ilk filmi izlemek nasip olmamisti. bugun okulun kutuphanesinde dolasirken buldum ve hemen izledim. siyah beyaz filmlerin ayri bir tadi oluyor. 90 yapimi ile kiyaslamak istemiyorum sinematik olarak muazzam bir eser, konusu zaten tartismasiz edebiyat dunyasinin onde eserlerinden. su donemlerde yeni bir sineklerin tanrisi yapsalar tadindan yenmez. bir yonetmen el atsa keske.
  6. çocukların sadece çocuk olmadığı , koşullar değişince insanın ne kadar vahşi olduğunu ; gerçek insanı anlatan bir kitap. iş bankası yayınlarının kapak tasarımı da çok güzel ayrıca
  7. kitap ana hatları itibariyle bir grup çocuğun bir adada mahsur kalmasını anlatıyor. yetişkin olmadan bir grup çocuk. en büyükleri 13-14 yaşlarında, en küçükleri ise henüz 6 yaşlarında.

    adaya düştükleri ilk günler birbirlerini tanımaya çalışırlar. her medeni toplum gibi aralarından bi lider seçmeye sıra gelir. bazıları bu liderliği sorgular. bazıları lidere sorgusuz sualsiz itaat eder.

    günler geçtikçe gücü ele geçirmeye çalışan çocukların içgüdüsel olarak kendilerinden olmayanları nasıl dışladıklarını yok etmeye çalıştıklarını görürüz. okunmaya değer, hatta insanlığı anlamak için okunması gereken kitaplardandır.

    ismini asla öğrenemediğimiz domuzcuğu birazcık dinlese bu topluluk belki çoğu çocuk kurtulabilecekti. fakat insanlık böyle değil mi? geçmişte de bu şekilde olmadı mı? halk mantıklı konuşanı, herşeyi daha iyi hale getirecek olanı değil. sesi daha çok çıkanı seçmedi mi? tabi ki seçti. ve seçmeye de devam edecek.
  8. sadece mina urgan'ın ön sözü daha doğrusu son sözü için bile okunabilecek kitap.
  9. denizkabuğunun demokrasiyi temsil ettiği anladıktan sonra okumayı daha fazla arzuladığınız her bir isimle bir kavramı karşılama çabanızın son söze kadar heyecanla devam ettiği harika bir kitap. daha sonra karşınıza ne gerek vardı cinsinden bir son söz çıkıyor işte o son söz bende biraz hayal kırıklığı yarattı. ayrıca william golding'in demokrasinin gücün esiri olmuş insanların elinde ne kadar çaresiz kalabileceğini anlattığı kesinlikle okunması gereken bir eserdir.