1. ' ı gave up coffee. it's almost worse than giving up a lover...'
    sandro bullock ne kadar dogru söylemiş , kahveyi bırakmak, bir asıgı bırakmak kadar zor.
    ( kahve bagımlısı oldugum dogrudur. )
  2. abicim bak;

    kasaba gidip böyle yattığı yerden yedirilmiş şişirilmiş, ağzı dolu olduğu için "noluyo lan!" diyemeden kesilmiş "hassiktir öldük mü?" diyemeden yolunmuş ve küçük küçük parçalanıp tasnif edilmiş tavuklardan alıyorsun. bi güzel mangallık yaptırıyorsun. kekikli baharata bulatıyorsun. abi araştırdım ben, kekikli baharat çok güzel. bulattın mı? al onları, hesaba azıcık itiraz et. adettendir abi, et sen itirazını. sonra da et fiyatları çok yüksek, et yiyemiyoruz ya filan de. abicim niye direnç yapıyorsun, adetten bunlar. de sen. tamam al şindi onları, eve git.
    topla çoluğu çömbeleği. enişteni ara. ara yoksa da bi doblo bulsun, mangala gidiyorsunuz, hadi. ya ohooo bakıyorsun suratıma. hadi!
    gittiniz mi? hah sen boşver, kadınlar yapsın. sen hamağı kur, yat. yalandan topa filan vur.
    enişte pişirir mangalı. sıkılmayın tamam. pişti mangal, yediler. mutlu musunuz? doydular gittiler. halla halla. dur bi bi'şey anlatıyoruz ya.
    neyse, abicim mangalı pişirdikten sonra en eski, en dandik, böyle genişçe bi tencereyi alıp su dolduruyoruz. sora hiç yazmadığım gizli gizli kasaptan sonra bakkala girip aldığımız türk kahvesi var ya, hah onu boşaltıyoruz tencereye. koyuyoruz mangalın üstüne.
    o böyle yavaş yavaş çok tatlı bir namussuz şeklinde pişecek.
    abi o kahve var ya, hani ikinci baharda bulduğun "lan boku bokuna geçirdik ömürü." farkındalığına erdiren hatunla sonuna kadar yaşama tatlılığı var ya. hah işte öyle güzel o kahve. iç iç bi bardak daha iç. öyle köpüğü bol içi çöp dolular gibi sahte değil o. o çok gerçek olduğu için lezzetli.
    dağılır mısın birader, bişey yok. hadi işine herkes ya.
  3. telvesini çok kaçırınca ne tad ne hoş bir şey kalıyor
  4. çok sevdiğim ve sık sık içmek istediğim kahve türü. ama tek başına aynı tadı vermiyor böyle yanımda birisiyle içmek daha zevkli keyifli
    az şekerlisi ya da şekersizi makbuldür şerbet yapmaya gerek yok yanında çikolata ya da lokumla acılığını alabilirsiniz
    wtf
  5. annemle hemen her gün yanına likör ya da likörlü çikolata ile içeriz balkonda, favorim vişne likörü ya da vişne likörlü çikolata.. şekersiz hali en güzeli, içine giren şeker kahvenin tadını öldürüyor, bir de güzel fal bakanım olsa tam olacak, zira fal baktırmayı da severim bayağı zamanında az falcıya falan gitmedim eheh
  6. fala gerçekten çok fazla inanan bi insan değildim ta ki bir arkadaşımın annesi gerçekten her şeyimi bilene dek. hem de bir kere değil böyle bir sürü kere. sonra nasılsa sırf fal için gözümden yaş gelerek içtiğim türk kahvesine öyle bir alıştım ki günde iki tane içmeden rahat etmediğim bir dönem bile oldu. neyse bıraktım yavaş yavaş ama şimdi kalkıp yapan biri olsa asla hayır diyemezdim sanırım...
  7. geceleri bordeaux şarabıyla çok güzel ikili olduklarına inandığım enerji kaynağım. terastayım, hafiften yağmur çiseliyor, sehpam da bir kadeh şarap, bir fincan türk kahvesi ve yanan sigaram.. bir yandan müzik, böylesine güzel bir gece hiç bitmesin istiyorum.
  8. tereyağlısını, sütlüsünü duyduk da bunun portakal kabuğunda pişeni varmış. iki gündür şöyle pişir, böyle dikkat et diye tarif edilmesi sonucunda denedim. hiçbir numarası yok; portakalı oyup cezve yerine kullanıyorsunuz, hepsi o. portakalı oyarken parmak gitti, mutfak da sobada portakal kabuğu yakmış gibi kokuyor.
    mesut
  9. dostlarla içilen bir kaç kadeh ardından, çakırkeyf halinizle, neşeli sohbetinize eşlik eden sade kahve gibisi yoktur.
  10. içerken ne keyif aldıklarını bir türlü anlayamadığım içki. her seferinde "nasıl olsun" diyorlar ben de yine her seferinde "tabii ki sade lan" havalarına giriyorum. çok olgunum ben, bali de çekiyorum. kötü çocuğuz kızım biz, ne sandın? filan işte. acı lan. acı su hem dibindeki çamur da acı.
    yok