• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (8.70)
Yazar james joyce
ulysses - james joyce
bundan 90 yıl önce, ingilizce konuşan ülkelerde sansür nedeniyle basılamadığı için paris'te basılan, ancak 1934'ten itibaren serbest kalan ulysses, o günden bugüne 20. yüzyıl edebiyatının en etkili kitaplarından biri olarak yerini sağlamlaştırdı.ulysses hayatın tüm gerçeğini anlatan, gündelik hayatımızı en çıplak haliyle, kahramanların zihninin içinden gösteren bir kitap. en sıradan, tekil ayrıntıları tam olarak tasvir ederek, tek bir şehir, tek bir gün ve üç kişinin hikâyesinden tüm insanlık haline bir ayna tutuyor. anlatım sanatına getirdiği yeniliklerle, kitap boyunca üsluptan üsluba geçmesiyle, içeriğindeki sayısız çapraz referansla, dünya hallerine bıyıkaltından gülerek, hiçbirşeyi çok ciddiye almadan, ama hiçbir zaman sempatiyi de elden bırakmayan bakışı sayesinde, joyce'un tahmin ettiği gibi profesörleri meşgul edegeldiği gibi, kitabın güzelliğini gören pek çok edebiyatseveri de kendine bağladı, ulysses'i izleyen pek çok romanı etkiledi.armağan ekici'nin çevirisi, joyce'un mizahının, kalenderliğinin, dilindeki müziğin hakkını vermeyi; kitaptaki sayısız deyim ve gündelik konuşma özelliğini, ulysses hakkındaki devasa bilgi birikiminden yararlanarak mümkün olduğunca doğru aktarmayı; joyce'un standart ingilizce ile mesafesini türkçede de korumayı hedefleyen bir çeviri. ulysses'in zor, okunaksız, soğuk bir kitap olduğu yönündeki büyük ölçüde haksız ününü yıpratmayı amaçlıyor. (kitap bilgileri idefix'den alınmıştır.)


  1. ya şekerlerim benim hiç boşuna övmeyin. şu ana kadar bitirmeden bıraktığım tek kitaptır. bir boka da benzemez. insan anlayamadığı şeyi neden över aklım almıyor. dünya'nın en sıkıcı kitabıdır. gariban okur buradaki övgü dolu yorumları okur kitabı alır okumaya çalışır okuyamaz sonra da ben gerizekalı mıyım diye düşünmeye başlar. gerizekalı değilsin canım kardeşim problem bu cacık bile olmayacak kitabı göklere çıkartanlarda...
  2. hayır bir de yaz ulan kitabın adını desek loreena mckennitt kombinasyonlarının boynu bükük kalacak.
  3. başlamaya bir türlü cesaret edemediğim kitap. "james joyce okumaya dublinlilerden başlamak lazım ulyssese hazırlıktır" yorumlarından etkilenip dublinlileri okuyacağım diye resmen acı çektim.
    şimdi buna hiç hiç sıcak bakmıyorum.
    he bilinç akışı güzeldir o ayrı. ama benim kocaaa bir kitap boyunca akacak kadar bilincim yok.

    önyargı mı? evet büyük önyargı.
  4. bilinç akışı tekniğinin babası joyce un -annesi de woolf- romanı
    şu zamana kadar okumadan durmamın tek sebebi bir arkadaşımla eş zamanlı başlama isteğim
    o da sağolsun yok onun doktora yeterliliği, yok benim tezim derken atlatıp duruyor beni
    yine de benle birlikte okumak isteyen olursa haber versin, buralardayım
  5. tutunamayanlar'a ağır diyenlerin kafasına fırlatılması gereken kitaptır ve sonra dönüp denilebilir ki "tutunamayanlar ağırsa bu nedir be vicdansız". 55 sayfa boyunca anladığım kadarıyla olay irlanda'da geçiyor...
  6. modern üslupta yazılmış odyssey'dir. genç stephen dedalus telemachus'a karşılık gelir. leopold bloom odysseus'un kendisi ve molly de evinde bekleyen penelope'dir. tabi üslup modernist olunca olaydan çok karakterin iç dünyası, bilinçaltı, edo, id taraflarında dolaşıyor yazar ve biz fark etmesek bile gün içinde deliler gibi yaşadıklarımıza, düşüncelerimize, okuduklarımıza, gördüklerimize giden aklımızın küçük bir örneğini veriyor.
    kitabın verdiği mitolojik, felsefi, sosyolojik ıvır zıvır referanslar bildiğim kadarıyla tamamıyla çıkarılmadı bugüne kadar. sadece bir bölümünde bile sürüsüne bereket. ki stephen ve leopold'un bölümlerindeki referasnları çıkarmak nispeten kolay çünkü olay ve iç ses nispeten anlamlı bir bütün halinde. fakat molly'nin bölümünde işin içinden çıkılmaz derecede, bilinç akışı tekniğinden dolayı.
    göz korkutuyor ama sıradan bir insanın beyni de bir günde az çok bu kadar yoğun olabiliryor. hele ki canınız bir şeye sıkıldıysa, düşünmeniz gereken bir kaç şey varsa, biri gelip bir şeyler dedi veya yaptıysa sizden de bir ulysses çıkar, kim bilir. (ha bir de deli danalar gibi sokaklarda dolaşıyorsanız :)
    doris
  7. Babil kulesi mitini kendini tanrı yerine koyarak yeniden yaratmıştır bre mübarek. ama bence joyce'un gözden kaçırdığı birşey vardı; okuyucunun dudaklarını mühürlemesi gerekirken, algısını kapattı ve kendi dilini anlaşılmaz kıldı. bir çeşit tanrıdır kendisi en 'twisted' cinsinden, evet.
    Joyce'u ve dolayısıyla ulysses'i anlatan bir belgesel yapma girişiminde bulunmuşlar Joyce'un insancıkları, pek bi güzel olmuş.

    In bed with ulysses
  8. bu kitabı okursanız, olası bir hısım-akraba ziyaretinde insanlar kendilerini yaptıkları işlerle överken sıra size geldiğinde bu kitabı okumanızla övünüp, sıranızı salabilirsiniz. peki bu kitabı okumazsanız ne olur? hiçbir şey olmaz, bir şey kaybetmezsiniz, 20. yüzyılın en büyük yapıtının esprisi de budur, en önemli romanı okumazsanız bir şey kaybetmezsiniz, ha-ha-ha.
  9. odysseia'nın 1 güne uyarlanmış halidir. 800 küsur sayfa 1 günü anlatmaktadır. okumak için öyle böyle bir genel kültür yetmez. sırf anlaşılsın diye çevirmeni nevzat erkmen "ulysses sözlüğü çıkartmıştır ki sırf bu sözlüğün yazımı 5 yıl sürmüştür. allah bilir çevirisi ne kadar sürdü..
  10. zorla okurken insan bu kitabı neden okur diye sürekli düşünmeden edemedim. bu kendini açmayan kitaplarla derdim var benim. yazarın diğer kitaplarını da biliyoruz ki gayet efendice yazılmış. zerre keyif almadığımı da söylemem lazım. herkes anlayamaz deniyor bu kitapları. anladığımıza değecek mi bitirdiğimizde? ben anlamadım. anlamadan okudum. kimseye de tavsiye etmem.