1. bikaç yıl önce deneyip kısa zamanda başarılı uzun zamanda başarısız olduğunu farkettim
    1 yıl boyunca farklı şehirlerde her saat mesajlaşarak her akşam telefon saati belirleyerek yaşadık.
    1 yıllık mesafe bittiğinde ise birbirimizden ziyade kendimizden uzaklaştığımızı aslında sürekli yersiz kavgalara kapılıp sevmeyi unuttuğumuzu farkettik.ilişkinin olağanlarını fazlasıyla baltalar fakat eğer çok seviyosanız aşılmayacak duvar yoktur elbet.
  2. sevgili arkadaşlar lütfen sağda solda gördüğünüz film, dizi ve kitaplarda geçen romantizm dolu, size gerçek aşkın 'uzakta da olsak beraberiz' temalı, ütopik mesajlarına inanıp zamanınızı heba etmeyin. zira hiçbiriniz ne bir mecnun ne de bir leyla. onlar bile gerçek değil. evlenirsiniz, eşiniz uzak bir yerde çalışmak zorunda kalır bir süre, buna bir şey diyemeyiz. bağrınıza taş basar, fedakarlık yaparsınız. fakat ortada buna benzer bir durum yokken böyle bir ilişki başlatmanın hiç mantığı olmaz. kendinizi kandırırsınız. telefonla veya internet ile ilişki yürütemezsiniz. bakın size kendimden örnek vereyim;

    üniversite yıllarımda bir ara bulaştığım, 2 yılımı alan ve bana kol gibi telefon faturalarından başka hiç bir şey sunmayan böyle bir ilişki yaşamıştım. o zamanlar böyle bedava paketler de yoktu. bir mesaja üç kontörün gittiği karanlık çağlardan bahsediyorum arkadaşlar. yeni nesil bilmez. postaneden telefon açıp yarım saat konuşuyorum ve sonuçta haftalık harçlığın yarısını verip çıkıyorum. mesajlarda sesli harfleri çıkartıp azami verim almaya çalışıyoruz ki biraz ekonomik olsun. mors alfabesinden hallice çağrı kodlamaları türettiğimiz zamanlar. uzun çaldırırsam çok özledim, iki kısa çağrı beni ara, tek kısa çağrı öptüm gibi. tanzimat dönemi şair yazarları gibi mektuplaştığımız zamanlar oldu. sonunda ne mi oldu? hatun kişi nişanlanacağını söylediğinde, 'cehennemin dibine kadar yolun var.' dedim ve bitirdim. iki yıl boyunca da bir çok yeni insan tanıma fırsatı kaçırdım. çok sonraları bana ilgi duyup elimden telefonu düşürmediğimi gören hatunların, bana yaklaşmakta çekindikleri itiraflarıyla da karşılaştım.
    sizi sevecek ve sizin de seveceğiniz yüzlerce insan var yakınlarınızda. böyle asosyal ilişkiler sizi daha çok depresif yapar, olan o güzelim sağlığınıza, zamanınıza ve gençliğinize olur. çok abartmayın. doğru insanı bulmak diye bir şey yoktur. bu bir hayaldir. godot'yu beklemek gibidir. siz doğru insan olmaya çalışın, zaten size uygun olan kişiyle karşılaşırsınız.
  3. ilişkinin belli bir döneminde zorunlu olarak ayrı kalmak sebebiyle uzak mesafesi ilişkisi yaşandığı düşünülüyorsa, zordur ama imkansız değildir.
    diğer türlüsü, zordur ve imkansıza yakındır. hem maddi hem de manevi açıdan insanı yıpratır. sevdiğin insanın ihtiyacı olduğu zaman arayacağı ilk kişi olamamak, kendi sosyal çevrende o kişinin yeri olmaması, telefondan ilişki yaşamak insanı psikolojik olarak yıpratacaktır. ama her ne olursa olsun sevginin ve ilişki yaşamanın doğrusu yanlışı yoktur. manevi yönden tatmin olduğunuz gibi karşınızdakini de tatmin edebildiğiniz ölçüde, yani mutlu olabildiğiniz takdirde, aşk her yerde aşktır.
  4. başıma gelmesinden hep korkmuşumdur, kesin gelecek bu yüzden.
  5. uzağın tanımını merak ettiğim ilişki türü. karşınızdakiyle ekşide tanışıp, zekasına hayran kaldıktan sonra o bedeninden utanıyor diye görüşemiyorsanız ancak aranızdaki mesafe bir saat de olsa uzak sayılır mı?
  6. karşılıklı bir aşk durumu varsa olabilir. karşılıklı hoşlanmayla yürüyecek ilişki değil.
  7. "aşk varsa mesafelerin önemi yoktur" şeklindeki gerçeklikten uzak ama romantik olan yaklaşımla özendirilmesine genel anlamda katılmadığım ilişki türü. ne kadar aşık da olsanız, kişi en basitinden gününüzün nasıl geçtiğini paylaşamayacağınız mesafede / şartlarda ise ve bu durum sürecekse bir yerde kopuyor bağ. ülke içindeki mesafelerde nispeten ilişki daha kolay yürütülebiliyor. ama o ilişkide de, görüşülebilecek sürenin kısıtlılığı sebebiyle, sevgilinin ailesiyle sevgiliyi paylaşma durumunda sıklıkla kalınıyor.
  8. bir yıl birlikte yaşadıktan sonra aranıza bir günlük mesafe girerse zordur hatta çok zordur.ben yaşıyor muyum şimdi ? diye insanın kendi nefes alış verişini kontrol etmesine neden olur.hele bir de kişi çok yoğunsa;kendi işini kuruyorsa örneğin, sen ıssız bir adaya düşmüşcesine öyle birden kalakalırsın ki bir başına.. evet her gün sesini duyuyorsundur fakat o adamın/kadının kokusu, gülüşü, stüdyo dairenizdeki piknik tüpünde yaptığınız çorbanın tadı..kavgalarınız evet saçma bir nedenden ötürü dışarıda fırtına varken salya sümük eşyalarınızı toplayıp gittiğiniz ve gidersen bir daha gelemezsin denildiği o kavgayı bile özletir insana uzun mesafeli ilişkiler.çünkü ikiniz de biliyorsunuzdur ki uzun zaman önceydi tek kişilik kararlarınız işte bu yüzden düştüğünüz bu boşluktan geri kalan bir zamanlar yaşamış olduğunuz bir rüya ve bu rüyanın devamı için tekrar uyumaya çalışırcasına beklemek işte benim tek yaptığım şey beklemek hepimiz aslında bir şeyleri bekleme işçisi değil miyiz ?...babaannem de ördüğü çorabı vermek için okulumun tatile girmesini bekliyordu ben gittim geri kalan sadece üstünde bir iki saç teli olan rengarenk çoraplar oldu.
  9. bakın arkadaşlar şimdi size bu konu ile ilgili çok kısa bir anımı anlatacağım;

    yıl 2007 uzak ilişkiye başladık o kadar uzak ki arama bile yapamıyoruz birbirimize yurt dışı yazıyor, ikimizde üniversite öğrencisiyiz daha üniversitenin en başı. param var özlüyorum çat bilet alıyorum akşam yemeğine gidiyorum bir hafta kalıyorum geri geliyorum. tak o geliyor mükemmel bir hafta daha.

    gel zaman git zaman ilişkide en normal olan şeyler(!) kıskançlık vs. baş göstermeye başladı. onu neden giydin bunu neden böyle yaptın diye ama çok aşığız ikimizde kavga ediyoruz aramız kötü olmasın diye içimize sinmese bile kabul ediyoruz her şeyi. neyse üniversitenin başı dedim ya biz kavga gürültü üniversiteleri bitirdik, ben askere gittim geldim evlilik falan konuşuyoruz.

    ama otururken derin sessizlikler oluyor ikimizde akıllı telefonlarımıza gömülmüşüz bir şey konuşmadan masadan kalkıyoruz, yada işte geçen ahmet böyle yaptı, derya şuna verdi, annem bunu dedi tarzında boş konuşmaların ötesine geçemiyoruz, çünkü 6,5 yıllık sevgilim evleneceğim dediğim insan ile konuşacak hiçbir şeyim yok.

    sonra yollarımızı ayırdık ama çok tatlı bitmedi ilişkimiz de, merak eden olursa özelden açıklayabilirim, en verimli, en güzel, en çok zamana sahip olduğumuz ama hiç bir sorumluluğumuzun olmadığı yaşlarımızı öylesine harcayıp gittik. o başkası ile evlendi ben müzmin bekar.

    siz siz olun uzak mesafe ilişkisinden uzak durun.
  10. kesin ve net olarak diyorum:
    yü-rü-mez!

    hatta bahsi arttırıyorum, bunun adı ilişki değildir.