1. yalnızlık, sarılma ihtiyacının kendini belli etmesidir. bulunduğun beden sana artık çok dar gelir. o darlıktan bir ruh aracılığıyla ancak ve ancak çıkacağını sanmaktır, yalnızlık. sanarsın, çünkü iklimin değişip akdeniz olma ihtimaline sarılmışsındır. o ihtimal vücut ısını üşüme hatta akabinde donma ihtimalinden korur. tüm bunlara sebep, kafanda seni teslim almış schopenhauer in dedikleridir. o dedikler hayatın soğuk yanlarından kendine güç bulur, aklının derinliklerde kök salar. bu noktada bazen mecburi bazen bilinçli bir seçim yapmak zorundasıdır. bu seçim, ya soğuk gerçekler ya da sandığın sıcak hayallerdir. bu seçim aslında ne kadar tereddütsüz seçilmesi gerekeni belli gibi duruyor değil mi? soğuk gerçekler yani mavi olan hapı seçen kolay kolay ölmez, hiç kolay yıkılmaz bunu bilin. sandığın sıcak hayallerin bulunduğu kırmızı hapı seçenler ise onlarda mavi hapı içenlerin yaşadığı yan etkileri görüp geçirecek. yalnız onlarda değişen şey daha kırılgan veyahut savurganlaşmış olmaları olacak. biraz daha dertleri tölere edilmesi kolay bir hale gelecek. belki daha radikal farklı sonuçlar alacaklar ama yine de bir şekilde vardıkları nokta aynı olacak mavi hapı içenlerle. bir de 3'ü ihtimal var, o da her iki hapı içmek. işte o zaman gerçek anlamda hapı yuttun demektir. o hap seni iki yönede götürmez birbirini bastırır. ikiside kendi baskın olduğu yanları bir virüs gibi vücuduna yerleştirir ve işte o zaman bu durum sende hastalığa sebep olur. tedavisi olmayan, sürekli bir yerden horlayan alerji gibi. işte o alerji paralize eder seni. donup kalırsın, kımıldayamazsın. kımıldadığında yarattığı hasarlar çoğalır ve sonunda kaçınılmaz son olarak her anında acı çekerek varoluşun sona erir. o ünlü sözde denilendir durum: şimdi senin var olduğun, her zaman var olacağın yegâne zamandır. yaşamak istersen ya şimdi olacaktır ya da asla olmayacaktır.