1. psikanalizin en kompleks ve en önemli kavramlarından birisidir. yansıtmalı özdeşleşim, melanie klein'ın 1946'da ortaya attığı bir terimdir. terim kendiliğin bir parçasının bir başka insana yerleştirildiği bir düşlem sınıfına işaret etmek amacıyla ilişkisel bir çerçeve içerisinde kullanılmıştır
    ilişkisel bir yapı içeriside ilkel bir savunma olan bu kavramı özetlemeye çalışırsak, i̇lk olarak, kendiliğin bir parçasını başka birine yansıtma ve o parçanın kişiyi içten ele geçirmesi düşlemi; daha sonra, kişilerarası etkileşim yoluyla uygulanan baskı sonucunda yansıtmayı 'alan' tarafın bu yansıtmaya uygun bir biçimde düşünme, hissetme ve davranma mecburiyeti hissetmesi; son olarak, yansıtılan duyguların alıcı tarafından “psikolojik işlemlemeden geçirildikten” sonra yansıtan tarafından yeniden içselleştirilmesi olarak ifade edilir. karikatürize bir örnek olarak, değersiz hisseden hastanın bu değersizlik parçasını analistine atması ve analistini değersizleştirmeye çalışması, değersiz hisseden analistin bu parçayı hissedttikten sonra işleyerek analizana geri vermesi şeklinde ifade edilebilir.

    bu mekanizmanın gelişimsel sürece katkısını bion, annenin alfa işlevi ile betimlemiştir. ona göre bebek işlemleyemediği söze aktarılamayan deneyimleri anneye atar anne o deneyimleri işlemleyerek bebeğe geri verir. buna alfa işlevi ismini verir. yeni doğan bir bebeği olan annenin bebeği ağladığında ona şefkat ile "gazın mı var senin" demesi bu sürecin örneğidir. bebek olumsuz yaşantısını anlamlandıramaz. onun yerine anne bebeğin ne hissettiğini annenin sözelleştirme yeteneği sayesinde bebeğe verir ve bebek ancak bu yolla ne hissettiğini içselleştirebilir.