1. arabayı altına alan kendini lord sanıyor. bugün yaya için yeşil yanmasına rağmen yaya geçidinden geçebilmek için araba bekliyorum üstelik neredeyse araba eziyordu
  2. böyle bir üstünlük güzelim ülkemizde yoktur. bir de arabanın içinden el kol yapıyor şerefsizler. el kol meselesine çok az denk geldim ama geçiş esnasında eğer ki araç durmaz/korna çalar ise durup şoföre bakıyorum. bir şey diyemediler şimdiye kadar, diyemezler de. cidden sinir bozucu ve ayıp bir durumdur
  3. yurt dışındayken sonuna kadar sömürdüğüm durum. sırtımda çantayla ışığa bakmadan yola atlayıp herkesin durmasını ve korna çalmadan beni beklemesini hayretler içinde izledim. tek istisna almanyadaki göbekli bıyıklı 90 model mercedes e200 süren amcaydı.
    wtf
  4. türkiye'de mi? ya, ya,tabi tabi...
  5. üstünlük falan bilmiyorum da ölçüsüz yaşıyoruz. metroda sıra bile olamıyoruz, değil ki kırmızı ışık kavramını anlayalım. şehir içinde çok yoğun olan yerlerde araç trafiğini de sekteye uğratmamak adına ışıklandırmaya yayaların da uyması zorunlu olmalı. ama ben en işlek yerlerde bunu göremiyorum. yolun ortasına pat diye bir atılma, hızını almış aracı engelleme. bazen dakikalarca o ışığı beklediğim için kendimi keriz yerine koyan yine benim. hoş ışıklandırmalarda bir arıza var mı yok mu bilemem. o da bir ayrı muamma ya, neyse..

    yine metro, üst geçit gibi dar yerlerden yürümesini de bilmiyoruz ki. yolun sağından yürüyememe sorunumuz var. takıntılı olduğum mevzulardan biridir. o yüzden bu olaya da iki taraflı bakmak gerek diye düşünüyorum. sonuçta yayalar da bir gün bir araç sürücüsü olabiliyor. trafik kuralları hepimiz için geçerli. ama "üstünlük hep bende olsun" diyen kafalara hapsolmuşuz.