1. akşam akşam ne yapsam acaba diye düşünüyordum, hatta annemle laflarken telefonda o olmaz bu, şunu boş ver... gibi kendi bildiği usulleri sıraladı yine bana.

    uzun yolculuklar öncesi yaparız genelde, artık ne sevilirse kolay yenecek bişeylerden. ev poğaçası ve köfte ekmek ilk aklıma gelen. rahmetli dedem de 17 ağustos marmara depremi' ne beni yolcu ederken memleketten, nereden bilecekti o günün ertesi sabahı kaosla uyanacağımızı. uzun gölün kenarından aldığı üzüm ve ekmek benim yolluğum olmuştu. hayatımda yediğim en güzel yemeklerden biridir işte o, 16 saat süren otobüs yolculuğunda bana eşlik etmişti.

    okula gidip gelirken de uzun tren yolculuklarımda annemle hazırlardık. şayet ben okuldan eve dönüyorsam daha gariban bir şekilde yola çıktığım da olmuyor değildi tabi. o tadı da şimdilerde yediklerimde bulamıyorum. zor bulunan neden kıymetli olmuştur, burada da düşüncesi bir muamma...

    şimdilerde her şeylerin hazır olduğu bir zamandayız, elimizin altında, zahmetsiz. ama her şeye rağmen ben yine de evde hazırlamayı seviyorum. zahmeti olsa da yolun, yolculuğun ummadık anlarda gelen açlıklarını bastırır.