1. birkaç haftadır çalışıyorum. işe giriş, ilk hafta süreçleri çok ilginçti. bazı kısımları doğrudan rahatsız ediciydi. bir şeyler yapıyorum, öğreniyorum, gelişiyorum derken daha ziyade birilerinin maşalığını yaptığımı fark etmek ise üzücü. iş hayatı bu gerçekten. bunu bilmiyor değildim, önceki iki sene bunu öğretmişlerdi. dik durmaya çalışıyorum, saçma şeylere boyun eğmemeye çalışıyorum. görüş bildiriyorum. ne zaman bu birilerini rahatsız eder? burada işin buradaki kısmını öğrenene kadar dayanır mıyım?

    en yakın arkadaş/dostlarımdan ikisini hayatımdan itmemin bana etkilerini nasıl taşırım? işle ilgili sorularımla birleştiklerinde bana ne olur?

    hayata dair bir şeyleri öğreniyorum. bu bilginin bedeli ne zaman çıkar? bilgi öğrenirken bedel ödenen bir şey değildir, o bedeli o bilgiyi gerçekten kullanacağın büyük olaylarda ödersin.
  2. berbat bir kaosa düştüm, bir haftadır kâbus gibi insan ilişkileri görüyorum.
  3. evgeny grinko'nun valsini dinlerken bir arkadaşım "onu özlüyor musun" dedi, "yoo" dedim. "içinde boşluk olmuyor mu" dedi, "onun yarattığı boşluk içimdekinin yalnızca ufak bir parçası" dedim. aşık olmamıştım. içimde aşkı elli defa yutacak bir karanlık vardı.

    bir kum tepesinin üstünden uçuruma bakmayalı aylar geçmişti.

    ağlamak istedim, yapamadım.