1. sıcak bir yuva, sağ bir anne baba, içimizdeki hiç son bulmayacak şükran hissiyatı.. değil bugün, bir ömrün mutluluk sebepleri..
  2. alışveriş merkezinde ses sistemlerine bakarken dikkatimi çeken bir kolona yöneldim , bilmediğim bir türk rock grubu çalıyordu sözlük

    sonra içimden geçirdim, merak ettim, şimdi bu sistemde duman çalsa nasıl durur acaba diye ^:swh^

    biraz ilerledim farklı bölümlere , vee hemen ardına - duman her şeyi yak geldi.

    keyfim müthiş yerine geldi youserlar.
  3. bugün arkadaşın yaz okulu transkript işleri için uğraşıyordum. belgeyi almaya gittim geri oradan gülhane'ye geldim öğrenci işlerine vermek için. orada da işim bitti bir soluklanayım dedim duvara oturdum, iü siyasal yerleşkesinin binasının duvarına. o arada arkadaşım mesaj attı onunla konuşuyordum. bir ses geldi "1 liran var mııı?" diye tiz bir ses. allah'ım dedim bu ses inanılmaz tanıdık bir ses. cümle de aynı cümle. hemen kafayı kaldırdım. sima tanıdık geldi. gülümsedim hemen cebimden bozuklukları çıkarıp verdim. kadın giderken aklıma geldi: üniversite 1'de şirinevler'de kalırken sürekli meydan civarlarında dolaşıp 1 lira isteyen, o paralarla çay, kahve, oralet içen kadındı bu. asla rahatsız etmez sadece 1 lira isterdi. fazlasını verdiğinizde almadığı da olurdu. tanıdım onu ve çok mutlu oldum. neden bilmiyorum ama inanılmaz etkilendim ondan. hiç unutmamışım o kadını. ses tonu, konuşma tarzı, saçları, bakışları hala aynı. 3-4 sene sonra gülhane gibi bir yerde karşılaşacağımı hiç düşünmezdim o kadınla. iyi ki denk gelmiş ama. ha o fenerbahçeli beresini ve "şampiyon fenerbahçe" diyerek benden özel olarak para istemesini de ömrüm boyunca unutmayacağım. 1 liran hiç eksik olmasın ablacığım.
    ae
  4. sırf +2 saat daha fazla uyuyabilmek için arkadaşımın evinde uyuyup işe daha erken geldim. bu bir mutluluktur.
  5. artık bir youser'ım ve bundan dolayı mutluyum,
    güzel tartışmaların içinde olmak, paylaşımlarımızı arttırmak dileğiyle, herkese merhaba
  6. bir önceki kar yağışında yatak döşek yatıyordum. su istesem verecek kimse yoktu ciddi ciddi. o kadar çok içim gitmişti ki kar oynayamadan geçti bu kış diye.

    bugün yine yağdı :) sabah tutmuyordu ama karanlık çökünce o karın beyazlığı aydınlattı penceremin önünü :) daha ne isterim :) bol bol yuvarlandım :)))
  7. bugün hastam dedemdi . tontiş bir sürü dua etti bana.
  8. anahtarı kapının arkasında unuttum.
    çilingir aramaya gidecektim ki telefondaki babam "dur, ben geliyorum" dedi en kahraman sesiyle.
    yaklaşık yarım saat boyunca kapının arasına apartman şartlarında bulduğum her şeyi soktum. hani şu duvardaki kabloları kapatan yuvarlak kapakçıklar var ya, onları bile... kafamdaki tokayı kırdım kapının arasında. kat levhalarını sökmeye çalıştım ama iyi yapıştırmışlar. asansör bilgi panelleri de öyle.
    çaresizlik çöktü üstüme. ben de çöktüm kapının önüne, uzattım bacaklarımı... gelen bakıyor giden bakıyor. size ne belki içerde oturmaktan sıkıldım ama yok, bugün herkesin bizim kata gelesi tutmuş, sesleri çıkmıyor ama o bakışlar 'napıyor bu değişik?' diye bağırıyor.
    oturmaya devam ediyorum, oyun falan oynuyorum, evin interneti çekiyor hala, millete mesaj atıyorum.
    derken bir ses... babamın ayakkabı sesi... nur yüzlüm anahtarı da şıklatarak geliyor.
    önce anahtarı soktum sertçe ama yok, arkadaki düşmüyor yerinden. sonra babam "çekil" dedi. anahtar deliğine 2-3 kez vurdu ve kapıyı açtı.
    canım kahramanım, takım elbise bi anda zırha dönüştü gözümde, 1.70lik adam devleşti adeta.
    sonra kapıyı kontrol ettik, ona yemek hazırladım ve gitti.
  9. şarap gecesi yapacakken televizyonda leonard cohen konserine denk gelmem
    üstelik tam da 'everybody knows' şarkısına
    hayır, sanki evde net yok, neyine mutlu olduysam!?
    bu arada işçi bayramımız kutlu olsun: work is the curse of the drinking classes.