1. konuşma sırasında yeri geldi mi yapıştırıyorum kitap isimlerini, şiir dizelerini, şarkı sözlerini. hele karşıdaki anlıyorsa -biliyorsa- çok farklı bir haz alıyorum.

    edit: ayrıca "freudyen" kelimesini kullanmayı da çok severim ota boka kullanırım.
  2. hesap isteyemiyorum.o garson arkadaş a el kaldırıp sol avuç içime sağ işaret ve baş parmağımla birşeyler yazıyormuş gibi yapamıyorum.çok zor geliyor.bende o yüzden gittiğim her yerde kasada ödeme yapıyorum.yardım edin lan aşayım şunu.
  3. küçük ve yuvarlak şeylerden midem bulanır. ilginç bir rahatsılık duyuyorum. huyumu bilen ailem, kahvaltıda zeytin çekirdeklerini saklayacak tabak altları arar. kimi zamansa zaaf olarak kullanırlar. "bak, yatağına zeytin çekirdeği koyarım ha!"
  4. son zamanlarda yendim bu saçmalığı.

    ama şöyle bir durum, yolda gördüğüm boş teneke kutusu ya da kozalağı kendimce bana belli bir mesafedeki kale olarak belirlediğim (araba lastiği, iki ağaç arası) yerden geçiremezsem o gün gündemimde olan işin olmayacağı gibi bir tabu mu denir işte öyle bir gereksizliğim var.

    öyle ki insanların anlam veremeyen bakışları altında 5-10 dk trafiği akan bir yolun karşısındaki kaleye sokabilmek için didinmişliklerim oldu.
  5. evde uyanik biri varsa uyuyamamak.
  6. yemek yerken simetri gözetirim. şöyle ki: mesela bir dilim kek yiyorum birazını böldüm yedim düzgün koparamadım kalan parça eğik oldu o düzgün olana kadar bölüp yerim. bazen yemek istemiyor olsam da sırf bu yüzden o eğriliği yok etmek için yemek yiyorum.
  7. trafikte beklerken veya yavaş giderken yalnız olduğum zamanlarda, önümdeki araçların plakasındaki sayıları(*:ili gösteren kısmı değil tabi ;d) kafamdan bölebildiğim kadar bölmeye çalışırım.
  8. takıntı olabilir bu; yolda giderken yer döşemesinde büyük karolar varsa her adımımı her bir karonun içine tek adım atıp sınır çizgilerine basmadan ilerlemeye çalışırım.
  9. yıllardır saat takmıyor olmama rağmen sürekli kolumu sıvar, bileğime işaret parmağımla şöyle bir vurarak saati tahmin etmeye çalışırım. evet, toplu alanlarda insanlar kırmızı bikini görmüş boğa gibi bana bakıyorlar.
  10. yıllar önce vücut dili dersinde hocam boyumu ikili konuşmalarda baskınlık sağlama amacıyla kullanabileceğimi söylemişti. o günden beri huy edindim, kendimden kısa olan arkadaşlarımla ayakta konuşmuyorum. ayaktayken kamburlaştığımda daha çok dikkat çekiyor bu yüzden 2 dakika konuşacak dahi olsak oturmayı teklif ediyorum.