1. kimseye hesap verme zorunluluğu olmaksızın yalnız başıma, bilinmeyene doğru bir yolculuğa çıkmak. bu yalnızlığa yol üzerinde karşılaşacağım ve belli bir noktaya kadar eşlik edebilecek insanlar dahil değil. onlar benim şanslarım olarak kalacak. hiç bilmediğin bir yerde ve seni hiç tanımayan insanlarla kuracağın iletişim, edeceğin hasbihal tamamen yansız ve çıkarsız olacaktır. şansımı sınamak, kendimi tanımak, bu yolculukta karşılaştığım ayrıntıları fotoğraflamak ve yol kavramını çözümlemek adına olsa keşke diyorum. günün birine, olmak üzere koyuyorum hafızamın bir ucuna...
  2. henüz hayallerimde yapım-tasarım aşamasında olan lokantamı bir kenara bırakıp düşünürsem şimdi için, dans etmek. şarkı söyleyip dans edebileceğim bir yer olsun isterdim. en büyük uktelerimden bu ikisi ...
  3. bi gün örümcek adam olmak.. biliyorum, büyük güç büyük sorumluluk getirir ama katlanırız be. ha olmadı demir adam falan oluruz.
  4. bir an önce ölmek. bu sonu belli aptal oyunu oynayıp durmanın ne anlamı var? insanlar hayatlarını çok önemsiyor ve çok fazla anlam yüklüyor. çok küçük ve önemsizsin. çevrende olup bitenler çok ama çok kötü bir senaryo ürünü. herkes bizimle dalga geçiyor. zenci olaylarından sonra obama "abd yasaları her ırka eşit davranmıyor" dedi. sanki yıllardır ben yönetiyorum amerika'yı. ağaç düşmanı orman bakanı " suriyeli duasıyla %5 büyüdük" dedi. yani nereye gidersen git insan olan her yer bok çukuru. kutup ayısını temmuz sıcağında kafeste tutarak delirten bir tür bu insan dediğin. her gün dişlerimizi nasıl daha beyaz yapabileceğimizi anlatıyor reklamlar. civcivi bir haftada kesilir piliç haline getiren endüstriyel gıda uzmanları, nasıl sağlıklı besleneceğimizi öğretiyor bizlere. kafasında uyuşma hissedip beyin kanaması geçirdiğini sanan nevrotikler, gerçekten beyin kanaması geçirenlerden daha fazla mesai ve para kaybına neden oluyor. yo dostum yo. hepiniz delirmişsiniz ve ben artık sizlere normalmişsiniz gibi davranmaktan, 15 km'yi bir saatte almaktan eve gelip twitterdan vatan kurtarmaktan bıktım. lanet olsun bıktım tamam mı.
  5. daha az.. en az ile çok çokların arasında huzuru yakalayabilmek!

    daha az uyku,
    daha az harcama,
    çok daha az beklenti sıfıra yakın,
    daha az insan ile önce bir sağlam düzenleme..

    işte ondan sonra;

    daha çok doğa,
    daha çok toprağın ilmi,
    daha çok kitap,
    daha çok sevgili kendim.

    Bu hayalin yegane gerçekleşeceği mekan güney ege sahilinde sakin bir köy olması tercihim..

    Yapılamaz değil.. sadece zamanımı alacak..
    Olamaz mı??
    Olabilir^:yüzde yayılan koca bir gülümseme^

    Ve sevgili sezen söylesin şimdi, her bahar içimden taşan o güzelim şarkıyı.

    kalbim ege'de kaldı
  6. karşıdan karşıya geçeceğim esnada yayalara yeşil ışık yanması. (benim cennet tasvirim de böyle)
  7. hiç uzun uzadıya hayaller kuramıyorum şu ara. yakın tarhiler ne kadar değişken oluyor malum; değil ki daha uzun vakitler için bir sıralama yapayım hayal hanemde.

    ama en kısa zamanda dansa başlamak istiyorum. kendimi kaptırıp gitsem diyorum.
  8. önceden olan bir hayalim vardı. ama son günlerde o dahil tüm hayallerimden adeta vazgeçmiştim. gün boyu evde oturup defter doldurup müzik dinlemekten başka bir şey yapmıyordum. öyle ki bir ara intiharı bile düşündüm. hayattan, insanlardan öylesine bıkmıştım ki her şey herkes üstüme üstüme geliyor gibi hissediyordum.

    işte tam o anda bir kahraman çıktı geldi resmen. son yazılarımdan tahmin edersiniz kim olduğunu. bir insanın hayatına yapılabilecek en güzel dokunuşu yaptı. kendime olan güveni yerine getirdi, insanları önemsememem gerektiğini bana öğretti, hayalimi tekrar hatırlamamı sağladı. ve hatta hayalimi bir üst seviyeye taşıdım. belki ulaşılması güç bir yerde olsa bile hayalime daha bir bağlıyım artık. ve bunu kimseyle paylaşmayacağım da. ta ki gerçekleştirene kadar. çünkü o kahramanın da dediği gibi, her adımda yere düşeceğim ve insanlar sadece eleştirecekler, kimseyi umursamadan kendi başıma ayağa kalkıp devam etmem gerekecek. gerçekleştiremesem bile çocuklarıma büyük bir hayal ve miras bırakmış olacağım. bir şeylerin temellerini atarak ayrılmış olacağım bu dünyadan.

    dünden beri farkına vardığım en önemli şey kısacası şu. yaşamayı sevin. çevrenizdekilere zarar vermeden, onları üzmeden yaşayın ama kendiniz için yaşayın. bu hayata bir kere geliyorsunuz. değerinizi bilin. potansiyelinizi fark edin. yapabileceklerinizin limiti olmadığını fark edin. ve hedefi en üste koyun. en büyük olmayı hayal edin. che guevara'nın da dediği gibi "gerçekçi ol, imkansızı iste".

    hayallerinizin peşinden koşmaktan vazgeçmeyin. istediğiniz üniversiteyi istediğiniz bölümü okuyun, hayallerinizi gerçekleştiremeden bu dünyadan ayrılırsanız yaptıklarınız sizi hiçbir zaman mutlu etmez.

    herkesin benimki gibi bir kahramanı olması dileğiyle.

    mutlu olun, mutlu edin, hayal edin, müzikle kalın.
    jimi
  9. hayat değiştirmek. insanlara iyilik yapmayı öğretmek. çünkü ne ekersen onu biçersin. hayat böyle bir yer. umudunu kaybedenlere umut olmak. çünkü bu hayatta güzel olan ne varsa umut tutmuştur ellerinden.
  10. değişim.

    bunu arzuluyorum.
    günlerim bunu düşlemekle geçiyor.
    her şey değişir fakat ben bu değişimi yönetmek istiyorum. benim istediğim yönde ve benim istediğim yolla olmasını istiyorum. sonuç olarak da gün içinde zaman fark etmeksizin dalıp gittiğimi fark ediyorum. o an içinde bulunduğum durumu değiştirdiğimi hayal ediyorum, başka olsa nasıl olurdu? hatta o anın hayal ettiğim şeklindeki kusurları da saptayıp çözümler üretiyorum, değişimi de değiştirdiğimi hayal ediyorum.