• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (8.69)
Yazar albert camus
veba - albert camus
keskin bir gözlem gücünün desteklediği arı bir bilinçle yazılmış olan veba, yalnızca 20. yy.ın değil, bütün bir insanlık tarihinin ortak bir sorununa değinir: felaketin yazgıya dönüşmesi. çağının önde gelen düşünürlerinden nobel ödüllü yazar albert camus'nün hiçbir yapıtında böylesine acı bir yazgı, böylesine şiirsel bir dille ele alınmamıştır. veba, insanın ve aydınlığın şiiridir. bu şiirde renkler alabildiğine koyu, ancak yazarın sesi o denli umut doludur.

beklenmedik bir boyuta ulaşan veba salgını, tüm oran kenti sakinlerini önce umutsuzluğa boğar, ardından doktor rieux, tarron ve grand'ın gösterdikleri dayanışma örneği, başta yetkililer olmak üzere herkes için güç ve umut kaynağı olur. işte albert camus'nün insana bakışı ve inancı, bu noktada karşımıza çıkar. camus, okurlarını, ortadan kaldıramayacağını bile bile vebayla savaşan doktor rieux'un kişiliğinde, dünyanın saçmalığını, yenilginin sonu gelmeyeceğini bile bile kötülüklere karşı çıkmaya, yaşama anlam katmaya çalışır.
  1. albert camus, roman içerisinde kullandığı karakterlerle "absürd" ünün izlerini yansıtmıştır. albert camus'nün yaşama dair felsefesini bütüncül ya da en azından temel sacayakları ile anlama çabasına girildiğinde incelikleri ve güzelliği anlaşılabilecek güzel kitap.

    bu bağlamda; anlayabildiğim kadarıyla değerlendirebildiğim, romanda öne çıkan karakterlere yönelik ağır spoiler içeren düşüncelerim:

    !---- spoiler ----!

    dr.rieux : veba salgının başlangıcında durumu farkediyor ve yetkilileri ikaz ederek, tüm yetisiyle kendisini bu mücadele adıyor. manevi bir beklenti içerisinde olmaksızın, dini inancı olmamasına rağmen en fazla çabayı o sarfediyor.

    bu başkaldırısındaki temel dayanağı ise doktor olması yani görevinin bu olması ve kendi aklı ile bulabildiği gerçeklerin buna neden olması. salgının en şiddetli zamanlarında dahi yaşananları tutarlılıkla gözlemliyor. gördüğü o kadar ölümün gerçekliğinin farkında olması, karısını, sevdiği dostlarını kaybettiğinde sergilediği soğukkanlılık ve metanet ile yansıtılıyor. ölüm karşısında kaçınılmazlığın farkında ve bunun hiçbir zaman yenilemeyeceğini biliyor. anlatıcı olarak seçilmesi, romanın sonunda hayatta kalabilen karakter olması ile camus’un absürdü, halkın kaderlerine boyun eğdiği noktada başkaldırısını sürdüren dr.rieux ile simgeleştirdiği görülüyor.


    peder paneloux: şehrin pederi, kilisede salgının başlangıç evresinde şehir halkının yoğun ilgisiyle rağbet ettiği toplantıda vaaz veriyor. etkin bir dil ve hitabet yeteneği ile halka vebanın, kalbini kendisine kapatanlara karşı tanrının bir laneti olduğunu ve bu lanetin sonunda tanrı inancının gelişeceğini, acı ve umudun tanrının hediyesi olduğunu savunuyor.

    salgının ilerleyen döneminde küçük masum bir çocuğun ölmesi üzerine dr.rieux’a sevgi dolu tanrının, küçük masum bir çocuğun ölmesine izin vermesinin akıl ile anlaşılamayacağını, bunun kader olduğunu söylemesi gene sisifos söyleni’nde camus’un insan aklı ile algılanamayanın yaratacağı huzursuzluğun tanrı düşüncesi ile giderilmesi görüşlerini temsil ediyor. peder salgınla mücadele eden gönüllü kuruluşlara katılıyor ve sonrasında hastalığa yakalanıyor. tanrının istediğinin olması gerektiği inancıyla tedavi olmayı reddederek ölüyor.


    raymond rambert: oran şehrine kısa süreliğine ziyaret eden gazeteci fakat şehrin kapatılmasıyla dışarı çıkamıyor. en büyük istenci şehir dışına çıkarak paris’teki sevgilisine ulaşmak, bunun için yasadışı dahi olsa tüm koşulları zorluyor. fakat salgının ilerleyen evresinde imkânı olmasına rağmen yaşananları gördükten sonra kaçması halinde büyük bir utanç yaşayacağını düşünerek salgına karşı mücadeleye dr.rieux’un yanına katılıyor ve hikâyenin sonunda kendisini oran şehrine ait hissederek sevgilisiyle beraber burada yaşamaya başlıyor. tutku ve merhametin ön plana çıktığı bir simge.

    cottard: romanın en ilginç karakteri, hikâyenin başında içine kapalı, yalnız, gizemli, mutsuz, silik karakteri tasvir ediliyor ve intihar etmek üzereyken grand ve dr.rieux tarafından engelleniyor. yasalar gereği intihar teşebbüsünde bulunanların polis gözetimi altında bulunması gerekirken veba salgının patlak vermesi cottard’ı bu durumdan kurtarıyor. vebanın patlak vermesi aynı zamanda cottard’ın kişiliğini de tamamen değiştiriyor.

    felaketin baş göstermesi sonucu yalnızlığa kapanan, umutsuzlaşan şehirde, cottard, kendini daha iyi hissetmeye başlıyor hatta yasadışı yolların açık bıraktığı kapılarda fırsatçılığını kullanarak veba günlerinde renkli günler yaşamaya başlıyor. vebanın bitmesini istemiyor çünkü kendi gibi insanların olduğunu görüyor. kendisinin uzun senelerce yaşamaya alışkın olduğu bu ruh hali, onu, bu duygulara alışkın olmayan insanlar karşısında güçlü kılıyor. vebanın sona ermesiyle, cottard, gene değişim yaşayarak, cinnete varan tutum ve davranışlar sergilemeye başlıyor.


    jean tarrou: veba başlamadan birkaç hafta önce oran’a geliyor. oran şehrine ait gözlemlerini ait bir günlük tutuyor, anlatıcı hikâyesinde bu günlükten de istifade ediyor. salgına karşı mücadele için gönüllü örgütler fikrini ortaya atıyor ve bu örgütleri oluşturuyor. savcı olan babasının ölüm cezasına ilişkin tavrına karşı yaşadığı bulantıyı anlatarak hayatının geri kalanını idam cezasının kaldırılmasına yönelik bir mücadeleye adadığını, idamın devlet eliyle işlenen bir cinayet olduğuna yönelik düşünceleri ve rieux ile yaptığı tanrıya inanmadığı halde aziz olunup olunamayacağı yönündeki tartışmalar, romanın, felsefi içeriğini ve modern devlete dair eleştirisini barındırıyor.

    !---- spoiler ----!
    ozee

mesaj gönder