1. çaresizliğin en amansız olduğu yerdeyim şimdi

    ilk defa sevmenin tarif edilmez korkuları içindeyim

    uykusuz gecelerin yorgun sabahlarında seni düşünüyor

    ve korkularla yine sana doğru koşuyorum

    hep aynı soru düşüncemde “ya severse”

    o zaman neler olabileceğini düşünmek korkutuyor beni

    ilk defa yenileceğimi anlıyorum

    karşımda kendinden emin gözlerin, dudakların, ellerin bunu söylüyorbana

    seni tanımadan geçen bütün yıllara lanet ediyorum

    önceleri hiç bilmediğim adını, şimdi binlerce defa tekrarlıyor dudaklarım

    gün oluyor bir tabloyu seyredercesine mutlu heyecanlarla doluyorum karşında

    gün oluyor eski bir yunan heykelin ölümsüz güzelliğiyle büyülüyorsun beni

    gözlerin gözlerime takılınca güçsüzlüğüm aklıma geliyor

    beni sevmediğin sevmeyeceğin

    o zamanlar öylesine yıkılıyorum ki bilemezsin

    insan nasıl gökyüzüne baktığı zaman

    bu sonsuz evren içinde küçük ve çaresiz bir yaratık olduğunu anlarsa

    güzelliğinde bana aynı şeyleri düşündürüyor

    gün oluyor mavilerde, gün oluyor kırmızılarda, gün oluyor karalarda yaşıyorum seninle

    dudaklarında çıkan her kelime suya bir taş atmışçasına büyüyor içimde

    nereye gitsen kulaklarımda o yarı karanlık çocuksu sesin

    sonra kendine has kokun, kokuların en çıldırtıcısı, en tahrik edicisive gözlerin…

    esmer bir akşamüstünün serin hüznünü getiren gözlerin

    görebildiğim, duyabildiğim her şey bana seni sevmeyi söylüyor

    uzaklaştıkça yaklaşıyor uzak

    işin en kötüsü yaklaştıkça da uzaklaşmaktan korkuyorum

    belki hiçbir zaman sana seni sevdiğimi söyleyemeyeceğim

    ne sana nede senden başkasına…

    düşün ki çoğu zaman kendime bile söyleyemiyorum

    sanki söylediğim anda her şey bitecek ve bu emsalsiz büyü bozuluverecekmiş gibi geliyor

    bir insanın kendini aldatması ne güçtür bilirsin

    bu sevmek korkusunun aslında çok sevmek olduğunu biliyor fakat anlatamıyorum

    galiba asıl korku sevmek değil onun arkasına gizlediğimiz sevilmemek korkusu

    küçük aldanmalarla kendimizi avutmaya çalışıyor

    düştüğümüz bir çıkmazda bir teselli arıyoruz kendimize

    belki de aynı korkular içindeyiz seninle, bir birimizden haberimiz yok

    sevmek…

    seni alabildiğine sevmek…

    hiçbir şeyi umursamadan, bütün karanlıkları hiçe sayarak sevmek

    tutmak ellerinden, o derinlere inmek, gitmek oralara, o yerlere

    orda hep sen olmalı, seni yaşamak ve olduğun yerde bile

    seninle sensiz olamamak…

    sonrada sensiz edemediğimi, edemeyeceğimi söyleyememek sana

    susmak…

    susmak…

    korkudan ölünceye kadar…

    (çaresizlik - ümit yaşar oğuzcan)

mesaj gönder