• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (8.40)
sessiz yığınların gölgesinde; toplumsalın sonu - jean baudrillard
sessiz çoğunluğun ya da kitlelerin düşsel bir gönderen olması, onun var olmadığı anlamına gelmez. bunun anlamı sessiz çoğunluğun artık temsil edilemeyecek bir durumda bulunmasıdır. kitleler artık temsil edilememektedirler. ses vermeyen bu kitleler sondajlar aracılığıyla sık sık yoklanmaktadırlar. düşünceleri yansıtılmamaktadır. yalnızca ne düşündükleri konusunda testler yapılmaktadır. referandum (kitle iletişim araçları da sonsuz bir soru / yanıt referandumudurlar) politik gönderenin yerini almıştır. oysa sondajlar, testler, referandum ve kitle iletişim araçları temsil edici bir sisteme ait tertibatlar değil, simülatif bir sisteme ait olan tertibatlardır. artık amaçlanan şey bir gönderen değil, bir modeldir."

jean baudrillard bu metinde yukarıdaki bakış açısından yola çıkmakta ve bu anlamda için için kaynama özelliğine sahip kitle, modern toplumlara ait bir özelliğe dönüşmektedir.
  1. baudrillard'un çalışmalarının merkezine koyduğu en önemli sorulardan biri olan imgelerle dolu post-modern bir toplumda yaşamanın kitlelerin üzerinde nelere yol açacağıyla ilgili fikir yürütmelerini topladığı kitabı. postmodern kültüre ilişkin hem radikal hem de abartılı iddialar barındırır çalışması. kitlesel tüketim, savaş, terörizm ve seyahati kapsayan çok çeşitli konularla bir diyalektik sarmal yaratır.

    temel görüşüne göre, dünyayla ilgili deneyimlerimiz her gün yüz yüze geldiğimiz imgeler aracılığıyla aktarılır. bu imgeler neyi nasıl gördüğümüzü (tarih, aktüel siyaset, kültürel normlar ve gündelik hayat) şekillendirir. örneğin mükemmel beden anlayışı yeryüzünde edinilen dolaysız deneyimden değil, büyük ölçüde tüketim toplumu ve reklam teknolojilerinin yansıttığı beden imgelerinden doğar. buna bağlı olarak geçmiş de imgeler, temsiller ve diğer kanallarla aktarılır. bu örneği toplumsal eylemin ve davranış biçimlerinin her türüne uygular baudrillard.

    batı kültürüne yönelik bu çalışmasında temsil ile ilgilenir. sitüasyonist düşünür guy debord'dan yararlanarak teknoloji ve medyanın, deneyimlerimizi nasıl sunduğunu, dünya hakkında ne öğrenebileceğimizi ve bunları ne şekilde etkilediğini inceler. çağdaş medya ürünlerinin ve diğer kitlesel medya türlerinin yarattığı imge doluluğunda hayal ile gerçekliği ayırt edemediğimizi savunur. bu içsel ve nedensel bağlantısızlık gerçekliğin simülasyonudur ve bağımsız anlamlar yaratır. bu anlamlar yaratım sürecine dahil olan insan kitleden kopar. kötücül bir individüalizme yönelmiş sayılır. eğlenceli haber ile bilgi arasındaki farkı ayıramayacak eksikliklerle donatılmış insanlığa dair kehanet gibi de okunabilir.
    sezgi

mesaj gönder