1. son bir senedir ara ara birer haftalık gidişlerim sayesinde az buçuk bilgi sahibi olduğum şehirdir. gözlemleyebildiğim kadarıyla bir kere anormal derecede pahalı. hatta çok pahalı! almak istediğiniz bir ürün mesela ankara'da daha ucuz. aynı marka peynirinden tut giyimine kadar böyle! fabrika var diye mi böyle bilmiyorum ama orta direk bir ailenin (ki çocuk da okutuyorsa) geçimi hayli zor. migros, carrefour gibi büyük zincir mağazalarını anlarım ama erhallar, ismet vs gibi yerel mağazaların fiyat politikaları çok şişkin vaziyette.

    duyduğuma göre fabrika, işçilerine iyi ücret ödüyormuş. emekten ve emekçiden yana olduğum ve daima işçinin yanında olduğum için karabük ile ilgili tek olumlu duyduğum şey buydu diyebilirim.

    ayrıca şoförleri de resmen birer trafik canavarı! (hepsi değil tabi ki) dolmuş şoförü olan adam en sağdan direkt sola dönüp bir anda önünüze kırabiliyor ve tepki verdiğinizde de "sinyal verdim ya!" lafıyla karşılık veriyor. yan yollardan çıkan sürücüler, ana yoldaki arabalara bakmadan zınk diye çıkıyor ve yine tepki verdiğinizde de bön bön suratınıza bakıyor. büyükşehirler de olan trafikte "acelecilik" burada tavan yapıyor. araba kullanmak stres ve işkenceye dönüşüyor.

    ama bunlar haricinde karadeniz özelliğini gösterircesine yeşil alanlar, dağlar görünce insan mutlu oluyor. büyükşehirler de hasret kalınan yeşillikler, burada güzel karşılanıyor.

    kısacası, saydığım bu olumsuzluklar olmasa daha güzel ve daha iyi olabilecek bir şehir. bu arada şunu da belirteyim; fetö soruşturmasında açığa alınan/atılan memur sayısında türkiye genelinde üçüncü sırada olan şehirmiş karabük. bilgi bizzat "temiz" emniyet mensuplarından alındı. altı ay önce gittiğimde merkezden beşbinevler tarafında üç trafik ekibi görürdüm, şimdi ise bir tane bile görmedim. girişteki bölge trafik önünde duran ekipler hariç!

mesaj gönder