• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (8.00)
aşk-ı memnu - halit ziya uşaklıgil
"bihter hepsini unutmak isteyerek, kandili hala bütün bütüne yakmadığı için birtakım karartılar yansıtan aynanın karşısına geçiyor, çıplak gövdesine bakıyor, nergisçe bir tutumla hazdan sarsılıyordu. başkaları ne düşünürdü bilmem, ama bu, kendi kendine tatmine giden yol, bihter'i büsbütün yalnızlıkla sarıp sarmalardı. hazlarda söze dökülemeyecek uçurumlar hissederdim. romancı, bihter için, 'evet bu vücudu seviyor...' diye yazıyordu. genç kadın ayna karşısındaydı, vücuduna sevgiler, vurgunluklar duyuyordu. gülümsüyor, aynadaki aksinden sevda umuyordu. (...) çünkü bihter, hayatında bundan böyle aşkların karşılıksız kalacağını, daha da yalnızlıklarla dolup taşacağını, kendisinden o kadar yaşlı adnan bey'in ne aşka, ne ihtirasa yanıt verebileceğini sezinlemişti. işlemeli, dantelalı yatak örtüleri, bu gece ve her gece, bihter'e bomboş süsler, düzmece incelikler sunacak, ama bihter süslü döşeğinde hep ihtirasların, genç tenlerin hayalini kuracaktı..." (kitap bilgileri idefix'den alınmıştır.)
  1. kitabın halid ziya uşaklıgil tarafında yazılan önsözünde halid ziya adeta okuyuculardan "sade bir dil" kullandığı için af diler.
    o sade dilli hali, şu an sıradan bir vatandaş tarafından okunduğunda, kelimelerin modern türkçe karşılıkları olmazsa kesinlikle anlaşılmaz.
    bu gerçeği hazmettiğinizde on dakika kadar o cümleye baktığınızı algılar, yutkunur, derin bir saygıyla romanın ilk sayfasını açarsınız. minik bir sandalda giden bihter'i, peyker'i ve firdevs hanım'ı görür, o güzel ahenk içinde kaybolur ve türk edebiyatı'nın ne denli güçlü eserlerle dolu olduğunu görerek şimdiki modanın alacakaranlık serisi, grinin elli tonu gibi kitaplar olduğunu görüp bir kez daha yaşadığınız dünyanın tüm yüzeysel zevklerinden tiksinirsiniz.

mesaj gönder