1. hepimiz günlük hayatımızda farkında olalım ya da olmayalım, yaşadığımız sürece elde ettiğimiz (hafızamızda yer eden, bilimsel olmayan) verilere dayanarak (bizim genelleme olarak nitelendirdiğimiz) bir çok değerlendirme yapıyoruz.
    bu değerlendirmelerin içinde, bilimsel değer taşıyan özellikle bizim araştırarak öğrendiğimiz veya eğitimle kazandığımız (bilimsel verilerle daha önce ispatlanmış; örneğin sigara içmenin sağlığa zararlı olduğu, anofel cinsi sivrisineğin sıtma hastalığına sebep olduğu v.b) genelleme olan değerlendirmeler olduğu gibi, sadece kendi deneyimlerimize dayanan subjektif ve aslında önyargılarımızı barındıran (örneğin; kısa boylu insanların daha neşeli ve sevecen olması) değerlendirmeler de içeriyor.

    güncel bir örnekle açıklamak gerekirse;
    bu gün ankara belediye başkanı melih gökçek'in twitter'da yayımladığı mesajında kullandığı "bağırta bağırta geçireceğiz" nitelemesi için başlık altına bir çok yorum yazılabilir.
    ben kendi açıma yazmayı ilk düşündüğüm şey şuydu,

    "hiç şaşırtmadı, alışılmış saygısız uslubunu yine sergilemiş"

    bu mesajı yazmış olsaydım aslında o kişi hakkında (twitter'dan takip etmediğim halde) daha önce başka platformlardaki tavrından, kullandığı uslubundan edindiğim izlenime rağmen bu yorumum tamamen yanlış bir genelleme sonucu ulaştığım bir ön yargı olacağını düşünüyorum.

    aynı twitter yorumundan hareketle, bahsi geçen kişiyi twitter'dan takip edip, yazdığı mesajları devamlı izlemiş olsaydım, başlık altına yazacağım yukarıdaki yorum gerçekten de (bilimsel olmasa bile) doğru bir genelleme içerecekti.

    yine aynı yorumdan hareketle, bahsi geçen kişiyi twitter'dan takip edip, yazdığı tüm mesajların niteliğini istatistiki bir veri olarak toplayıp, bu verileri değerlendirip bir sonuca ulaştıktan sonra, başlığa bu mesajı yazsaydım tamamen bilimsel bir genelleme yapmış olacaktım ve sorulduğunda da elimde verileri ve ispatı hazır olacaktı.

    sanırım toplum olarak asıl sorunumuz (yine bir genelleme- doğru veya yanlış :)) ) hepimizin, yaptığımız yanlış değerlendirmeler, genellemeler değil, ön yargılarımıza kendimizi çok kaptırmamız.
    ülkede oluşan- oluşturulan, kutuplaşma duygusuna kendimizi öylesine kaptırmış durumdayız ki, her konuda görüşlerimizi açıklarken, aslında daha önce ön yargılarımıza bu derece sıkı sıkıya bağlı değilken, şimdi bu ortamın etkisiyle kamplarımıza sıkı sıkıya sarılıp ön yargılarımızı sorgulamaktan uzaklaştık.
    bu ortam öylesine içimize işledi ki, bizim için her şey ya siyah ya beyazdan oluşuyor artık, eskiden olduğu gibi acaba gerçekten beyaz dediğimiz şey için, siyah olabilir mi sorusunu geçtim, ne siyah ne de beyaz, gri olabilir mi sorusunu bile sormuyoruz.

mesaj gönder