• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (9.33)
Yazar trevanian
katya'nın yazı - trevanian
yarattığı kahramanlar kadar gizemli bir yazar. kim olduğunu yalnızca yayıncısı, nerede olduğunu ise yalnızca kendisi biliyor. şu anda hangi adreste oturduğu ise herkesten gizli...

"herkesin kimliğini merak ettiği yazar bu kez de bask bölgesini mekan seçmiş romanına. genç bir doktor birinci dünya savaşı'nın eşiğinde hayatının ilk aşkını yaşıyor...

ve bu olağanüstü öyküyü ikinci dünya savaşı öncesinde anımsadığı şekliyle anlatıyor. bir aşk romanı görüntüsünde, insan ruhunun derinliklerine iniyor. umulmadık dönüşlerle sürprizli bir son hazırlıyor." (arka kapak)
  1. okuduğum bir kitabı, tekrar okuduğum oluyor bazen. katya’nın yazı nı ilk okumamın üzerinden 10 yıl kadar geçti sanırım. o zamanlar trevanian’ı tanımıyor, şibumi’yi okumamıştım. kitabın konusundan çok arka kapağında ki; kim olduğunu yalnızca yayıncısının, nerede olduğunu da yalnızca kendisinin bildiği, gizemli yazar trevanian hakkında ki yazı ilgimi çekmişti. kitabı okumaya başlayınca gizemli olduğu kadar iyi bir yazarla da karşı karşıya olduğumu anlamıştım. büyük bir keyifle, kısa süre de okuyup bitirdiğimi hatırlıyorum. emanet kitap olduğu içinde altı çizilesi satırlara dokunmamıştım.(not alabilirdim, nedense onu da yapmamışım.) altı çizilesi satırlardan birkaçını zihnime mıh gibi çakılıp kalmıştı. ama gel gör ki insan bazı şeyleri unutmaya mahkûm. zamanla zihnime çakılı cümleler silindi gitti. bazen, kitapçıların raflarında romana rastlarsam unuttuğum cümleleri görüp hatırlarım beklentisiyle sayfalarına şöyle bir göz gezdirirdim ama ne fayda. kitabı okuduğum için almaya da pek yanaşmazdım. 4-5 yıl önce günlerden bir gün vaktimi kitap aramaya ayırmış, sahaflarda define avcılığı yapıyordum. girdiğim kitapçıda, üst raflardan birinde bir kitap dikkatimi çekti; kitabın sırtında trevanian katya nın yazı yazıyordu. ama benim okuduğum ve kitapçılarda görmeye alkışkın olduğum kitaptan farklıydı. kitabı uzanıp elime aldığım da kitabın türkiye de ki ilk baskısı olduğunu anladım. kapağı çevirip ilk sayfasına bakınca haklı olduğumu gördüm. birinci baskı: kasım1983 yazıyordu. rafların arasında gezinmeyi bırakıp, kitabın ücretini ödedim( 6 lira olarak hatırlıyorum ) eve dönünce, kitaplıkta ki diğer trevanian kitaplarının arasına koydum. o günden beri koyduğum yerde duruyordu. ta ki geçen haftaya kadar. kitaplığın önünde hangi kitabı okusam diye dikilirken gözüme çarptı. alıp altı çizilesi satılara rastlarım diye sayfaları çevirirken, dedim tekrar okuyayım ve okudum. ikinci kez okumama ve sonunu bilmeme rağmen olayların detaylarını unuttuğum için ilk okuduğum zaman ki ilgiyle okudum.

    kafka ‘okuduğumuz kitap bir yumruk indirerek bizi uyandırmıyorsa ne işe yarar?’ demiş. katya’nın yazı tam da böyle bir kitap. akıcı kurgusu ve trajik sonuyla (yumruğu tam burada indiriyor)enfes bir roman. ama bu kitabı iyi bir kitap yapan sadece bunlar değil. arka kapağında yazdığı gibi bir aşk romanı görüntüsünü verse de insan denen canlının karmaşıklığını anlatmak üzerine kurulu. romanda olayların geçtiği zamanın, birinci dünya savaşının hemen öncesi olması boşuna değil. zira her bir karakterin kendince bir huzursuzluğu var, kendileriyle bir savaşım içindeler ve her bir karakter bu iç çatışmalarının farklı bir şekilde üstesinden gelmeye çabalıyor. bu bakımdan kitapta doktor freud’un ismi de bolca geçmesi şaşırtıcı değil. trevanian ın psikolojiyi çok iyi bildiği kesin. bu ikinci okumada benim ayrıca keyif aldığım kısımlar; özellikle dr. gross ve bay treville nin olduğu felsefe, tarih, mizahla yüklü diyaloglardı.

    altı çizilesi satılardan bazılarına gelecek olursak:

    “ insanın kafasını boşaltıp…neşeyi değilse bile, en azından huzuru aramayı öğrenmesi şart. başka nasıl yaşanabilir?”

    “insanın kendini farklı sanmasından daha sıradan, daha olağan bir şey yoktur.”

    “insan ne olacağını önceden bilse bile, o umudu gerçeğin tekrar tekrar yıkmasına yine de engel olamıyor.”

mesaj gönder