1. dün hava güzeldi, sahile indim. belediyenin çay bahçesi var, oraya oturdum. buradaki servis normal kafelerden farklı. mesela çayı dağıtıyor garson, parayı hemen ödüyorsun. çay haricinde bir şeyler de servis etmiyorlar galiba.

    neyse ben sote bir masa kaptım, martılar yanı başımda, dalgalar zaman zaman hafiften yüzümü ıslatıyor, hava da şahane. buraya kadar her şey güzel ama bir sorun var. susadım ve garson su getirmiyor. çayımı masada dolu olarak bıraktım ki masanın dolu olduğunu anlasınlar. hani bırakacak başka şey yok. gittim büfeden su aldım, arkamı döndüm baktım masaya genç bir çift kurulmuş, bir de 1-2 yaşında veletleri var. gidip "kalkın ulan develer!" demeye de kıyamadım, bari dedim çayı alayım. çayı alırken adam bir ton özür diledi, "boş zannetik, kalkalım" vs. dedim ne gerek var. ailesi ve arkadaşları olmayan bir sap olarak zaten denize 0 km masaya kurulmak benim ne haddimeydi? geçtim arka masaya usul usul içtim çayımı.

    sonra öndeki masalardan biri boşaldı yine, hemen koşup kaptım. ama yedirirler mi o masayı bana? yedirmezler. önce geldiler sandalyeleri istediler, verdim. sonra bir aile geldi, benim masaya kuruldu. böyle bildiğin aile dedikoduları yapıyorlar falan, o kadar rahatlar ki ben yokum sanki. :)

    arkadaş zaten yalnızız da niye hepten gözümüze sokup , tecrit ve tehcir ediyorsunuz?

    son olarak ayşe sana sesleniyorum! sen bu aileye yakışmıyorsun, orospu seni!

mesaj gönder