-
"şimdi yüreğime saplanan dikenleri
cam bir cımbızla çekerken
kurumuş göletler gibi kalıyorum
hiç bilmediğim bir coğrafyada
içimde canhıraş bir göç
kahır rengine boyarken yamaçları
utanarak sığınıyorum
kıramadığım zerdali çekirdeğine
babasızlığım, diyorum
anlamıyor sararan kırları
kırılgan bir çingene miyim ben
sahipsiz, ülkesiz düşler biriktiren?
yoksa doyumsuz bir kırmızı mıyım
anlamıyla küçük ormanlar gezdiren?
neden yüzümde kırık bir duruş
duruşumda solgun bir fotoğraf?
(...)
hayattan hiçbir şey istemedim baba
yokluğunda annemin üstünü örttüğü
o yıpranmış, yıpratılmış
hazanlı gökyüzünden başka
(...)
bir gün gelebilirsem senin yaşına
nar ağacına aşılayacağım
hayırsız bir zeytin dalını
ve olgunlaşıp da çatladığında nar
içinde simsiyah gülümseyen
zeytin tanelerinde arayacağım
bana miras bıraktığın dipsiz kuyuları
(...)
artık
hiç başlanmamış bir teşebbüs gibi
kaldım baba
yüreğim
kimsenin uğramadığı
bir irtibat bürosu
anne, babam beni niye öldürdü?" / gökhan arslan