• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (7.17)
el hoyo - galder gaztelu-urrutia
film, dikey şekilde konumlandırılmış bir hapishanede geçiyor. her hücrede iki mahkumun kaldığı hapishanede, yemek günde sadece bir kere üst kattan aşağıya doğru gönderilmektedir. üst kattaki mahkumlar yiyeceğe ulaşmak için çabalarken, alt katta bulunan mahkumlar, her gün biraz daha vahşileşerek açlıkla baş etmeye çalışır. bir gün gözünü hapishanenin 33. katında açan goreng, hapishanenin kurallarını iyi bilen trimagasi ile birlikte yiyeceğe ulaşabilmek için zorlu bir mücadeleye girişir.
  1. ispanyol yapımı 94 dakikalık bir gerilim filmi.

    bu aralar karantinadan mütevellit televizyonda ne varsa izleniyor. netflix'in işi zor bence; çünkü yakın zamanda izlenmemiş dizi/film kalmayacak. yenilerini de çekemiyorlar. artık millet üyeliklerini iptal ederse şaşırmam. neyse film için bir çift lafım var. buyrun:

    !---- spoiler ----!

    efendim, film bildiğiniz "hardcore" seviyesinde. kan, kesmeler, biçmeler, birbirini yemeler ve daha neler neler. pornografik desek yanlış olmaz. konu orijinal; insanların kendi istekleri ile katılmaları halinde sanırım bir isteklerinin yerine getirilmesi için oluşturulmuş bir tür hapishane. herkesin dileğine göre konaklama süresi değişiyor. kimi altı ayda çıkarken kimi bir yıla kadar içerde kalıyor. platform dediğimiz de son akşam yemeğindeki sofra işte. uzunca bir dehlizden geliyor ki filmin orijinal adı da bu: "el hoyo - delik"

    üst katlardan aşağılara indikçe sofradaki yiyecekleri doğal olarak azalıyor. aslında doğal olmayacak şekilde de azalıyor yemekler. üst kattakiler yiyebildiklerini yiyorlar, geri kalanları da tahrip ediyorlar. evet, çok fena görüntüler var. bildiğiniz “food porn” yaşanıyor kimi sahnelerde. tok karna seyretmeyin. aç karna da seyredileceğini pek sanmıyorum gerçi.

    333 katlı bir hapishaneden bahsediyoruz ki bu kat sayısını filmin sonunda öğreniyoruz. ayda bir misafirler (aslında mahkumlar) yer değiştiriyorlar. üst kattakiler alt katlara diğerleri öbür tarafa gibi. bir ay üst katlarda dolu bir sofra ile karşılaşırken sonraki ay alt katlarda neredeyse hiçbir şeyin olmadığı sofraya oturuyorsunuz. aç kalıyorsunuz aslında. bu açlığa dayananlar hayatta kalıyor. dayanamayanlar (o sırada her katta mahkumlar ikişerli yaşıyor) arkadaşını yiyor. evet, evet; bildiğiniz kesiyorlar birbirlerini. bunu nasıl yaptıklarını da gösteriyor filmde. her yer kan revan. of içim kalktı yine.

    daha fazla detaya girmiyorum. ben çoğu sahneyi gereksiz buldum. gereğinden fazla kan ve vahşet var. insanların açlık zamanlarında birbirlerine saldırmaları da pek anlaşılır gelmedi bana. bu ay arkadaşını yiyen sonraki ay daha üst katlarda sofraya oturuyor. nasıl bir psikoloji olabilir acaba? kırk yıl aç kalacağını bilsen yine bir düşünürsün; ama sık dişini kardeşim. en fazla bir ay sonra kralsın işte. yok, kesecem ben seni. anlayamadım buralarını.

    bir diğer anlayamadığım nokta da sonu. ben daha çayımı henüz tazelemiştim ki (öncekini içemedim sahnelerden dolayı) film bitti. nooluyo demeye kalmadan gitti, bitti. yahu, bişeler olacaktı, beklediğimiz mesajlar vardı. yok, efendim, bitti. burayı da pek anlayamadım.
    daha anlayamadığım bir iki nokta daha var da valla içim kalktı. tekrar o sahneleri gözümün önüne getirmek istemiyorum. evet, bulantı seviyem düşük olabilir. halbuki ben gerilim tarzını çok severim. gelin görün ki bu gerilimden birkaç adım ötede bir film. bu kadar orijinal bir senaryoyu neden bu hale getirmişler, bunu da anlayamadım doğrusu.

    anlaşılacağı üzere ben filmden pek bir şey anlayamadım. seyrettiklerimle kaldım. ha, bir iki sahnede sorgulatmıyor mu bazı şeyleri? evet. film komple mesaj içerikli değil mi? evet. ama hocam, oturun etrafına sofranın anlatın derdinizi. niye kesiyonuz birbirinizi? bu mesaj da filmin bi taraflarında vardı. bu kadarını anlayabildim işte.

    !---- spoiler ----!

    imdb puanını 7,0/10 görünüyor. korku ile karışık tarzdaki bu filme benim puanım da 6,5/10 olacak. çok pornografik bulduğum için puanım düşük oldu.

    iyi seyirler.

mesaj gönder