1. benim için en yoğun gece, misafir olduğun bir evde uyuyamayınca hissedilen duygudur. yatak rahat da olsa yabancıdır, hele bir de kafasını yastığa koyar koymaz uyuyan bir oda arkadaşım varsa; sabah ezanına kadar tüm hayatımı sorgular, en karamsar gelecek senaryosunu yazarım. bir soğuk duvara dönerim, bir odayı aydınlatan pencereye. en sonunda zorlamaktan vazgeçip gözlerimi tavana dikerim. hayatta herkesin mutlu olmak zorunda olmadığını, bazı insanların da mutsuz öleceğini ve benim bu insanlardan biri olmamam için hiçbir nedenin olmadığını düşünürüm. hayatta hiç bilmeden kaçırdığım, kaçıracağım fırsatları düşünürüm. tanısam çok çok seveceğim ama asla tanımayacağım insanları düşünürüm. okusam büyüleneceğim ama adını bile duymadan öleceğim kitapları düşünürüm. güneş sistemini, samanyolu galaksisini, diğer galaksileri, koskocaman evreni, evrenin dışındakileri ve bunların arasında kendimi düşünürüm. bunların sırlarını asla bilemeyeceğim için biraz garip hisseder, kendimi karadeliklerden paralel evrenlere geçerken hayal ederim. bunları asla yapamayacağım için biraz üzülürüm. sonra bu koskoca büyüleyici düzenin benim gibi bir noktaya hiç de mutluluk getirmek zorunda olmadığını fark edip biraz daha üzülürüm.
    nihayetinde hepimiz biraz yalnızız, biraz mutsuzuz. sanırım tüm bu huzursuzluk dünyanın benim etrafımda dönmediğini fark etmemle başladı, keşke dönseydi.

mesaj gönder