1. "araf" sözcüğünü aklımızın bir köşesinde tutalım. sonra da şu iki cümleyi sıralayalım:

    "oysa şimdi tam da yok olma zamanıdır. zira yaşayan her ne ise ya uyumuştur ya da uyanmış."

    çocukluğa dönelim sonra. hayır, çocukluğa dönmeyelim, "çocukluk" sözcüğünü hatırlayalım sadece. sonra da şu cümleyi sıralayalım:

    "yarı bilinç, yarı bilinçsizlik hâli içinde ortaya çıkan, serbest düşen, umarsız yükselip elips çizen özgür düşünceler... tıpkı bir dans pistinde olacağını hayal ettiğimiz gibi. köşesiz."

    mayışmak, dersem ne düşünürsünüz? ya da, uyuklamak, desem mesela. çocukken sıkıntıdan mayışıp öğleden sonralarının uyuklamalarına doğru yolculuk ettiğiniz, yarı bilinç ve yarı bilinçsizlik hali, gibi.

    araf, benim için böyle bir şey. hiçsizlik de, bilemiyorum, yani benden duymuş olmayın ama, işte bu araftır. tamam tamam, kasılmaya gerek yok. hiçsizlik, araftır benim için. araf da yukarıda yazdıklarımdır. en azından dünyadaki araf.

    eğer hala okuyorsanız, sizi şöyle almak isterim:

    (bkz: çocukluğum mayışarak geçti)
    edit:
    başlık olarak açmamışım. o yüzden: (bkz: #16723)

mesaj gönder