1. tarihsel-sosyal olarak vardır, doğa üstüdür ancak sonsuz değildir. bilinmeyen yere verilen isimdir.

    insanda ilk dini davranışlar doğa tapınımı, animizmvari görüşler ve tıp alanında canlanmış sayılabilir. yani bulunduğu doğanın işleyişini anlamayan insan o işleyişi sağlayan idrak edemediği üstün kurgusal yapıya saygı duyar ve tapınım başlatır. dağ, gezegenler, nehir v.b. oğelere tapınım başlar. sonuçta dağdan su çıkar, yaratıcı-canlandırıcıdır dağ.

    hızlı geçelim, ilkçağ medeniyetleri döneminde tapınım spesifikleşmiştir. somut unsurlara anlam vermeye başlamış, doğa filozoflarını görmüş homo sapiens bu sefer anlamadığı yeni şeyler görebilmeye başlamıştır. örnekse dionysos, üzümü kapalı bırakınca şarap haline dönüştürür. mikrobiyolojiye kadar da isa'nın kanı olarak değerlendirilir. ancak şimşek/zeus, deprem/poseidon'un atları v.b. sembolik ilişkiler kurabilir insanlar. yapılacak en makul şeydir zaten ortaya herhangi bir hipotez atmak.

    pozitivizm sonrası dinleri bilen bizler ise tanrıyı hesaplanamayacak ihtimaller arasına ve ölümden sonraya itmişizdir. keza hiçbir fikrimiz olmayan yerler buralardır. sembollerle doldurmazsak psikolojimiz rahat etmez, kendisini madde-üstü sanan bilinç için kaybolmak duygusuyla yüzleşmek kolay değildir.

    metafizik var oldukça tanrı da var olacak bir doğaüstü boşluk bulacaktır a dostlar. her şeyin teorisi^:the theory of everything^ meseleyi sonuçlandırır mı bilmiyorum ancak tanrının sıradaki evrimi için en azından bilinç-madde ilişkisinin tamamen kurulup bizlere kavratılması gerekmektedir. yavaş yavaş başladı da bu ilerleme. bilincin madde tarafından belirlendiği ve özgür iradenin aslında olmadığı sonuçlarını gösteren araştırmalar yayınlanıyor 8-10 senedir.

    ilerideki tanrı herhalde sadece doğa kanunlarını koyan, maddenin maddeyi çekmesi, termodinamik v.b. dengeleri belirleyen bir bilinçten ibaret olacaktır. sosyal kuralları belirlemekten uzaklaşıp felsefi bir varlık olarak etkisi gözlemlenemeyen bir evrensel hammurabi olabilir belki de.

mesaj gönder