1. uzun bir süredir yılmaz erdoğan'ın "en iyi" yapıtı olarak nitelendirdiğim, mutlaka izlemesi gerektiğini düşündüğüm, çok iyi de bir oyuncu kadrosuna sahip eserdir.

    final sahnesinden bir tirad:

    "yalnızlık, her kimliğe doğuştan yazılı tek uğraşıdır insanın, bir yaşama sırasında. tek sermayesi. sahip olduğu tek şeydir, kıymetini bilmelidir dedi. yalnızdır insan. hep kalabalıklara karışma telaşı bundandır. kalabalık yalnızlıklar, yalnız kalabalıklar oluşur, şehir şehir, ülke ülke... kalabalık arttıkça artmaktadır yalnızlık da. insan bir ölümü istemez, birde ondan beter bir yalnızlığı. ama ikisi de muhakkak gelir başına bir yalnız yaşama sırasında. ölümün değil ama yalnızlığın bir tek çaresi var dedi. tek çaresi aşktır, bir yalnız yaşama sırasında nefes almanın. aşkta zaten iki yalnızın ortak bir yalnızlıkta buluşmasıdır dedi. aşık olun. gösterin birbirinize yalnızlıklarınızı. nasılsa ayrılık insanın kendi tek kişilik yalnızlığını özlemesi. sade ölüm değil ayrılıkta yaşamın emri.”

    ve bu güzel tirada en sevdiğim kısımla - ki altan erkekli mükemmel yorumlamıştır- devam ediyor:

    "evet söyledi. ya da ben duydum. duyduğuma göre elbet bir ses söyledi, söylendikçe usulen söylenir olan sözleri. evet duydum, söyledi. her duyduğumda ağladım. pek çok ağlayışım sırasında duydum. kalbim tutanak tuttu duyduklarıma. soruldu dedi. cevap alındı. yaşamak dedi. tek marifetiniz, biraz özen gösteriniz. zulüm kimse zalimlik yapmayınca biter, mazlumlar dahil dedi. ama yapmayın o daha bir çocuk dedi tanrı. ya gördüm neyleyim. insanlar vardı duvarın içinde. ya ben hep duvara konuştum. ya da duvar değil konuştuğum. içinde insanlar var. nedense beni anlasın istedim içinde insan olan duvarlar. bilmiyorum. belki de ben gerçekten delirdim. onlar haklılar belki de. içinde değil duvarların insanlar. sadece arasındalar."

mesaj gönder