1. ahmet kaya sevgim ilkokul yıllarında peydah oldu. o yıllar, babamı çok az gördüğüm yıllardı. işçiydi ve şantiyede, bir nevi dağ/bayır/ova gibi yerlerde kalırdı. 2-3 ay gelmezdi. para kazanmak, ailesine bakmak için bizden ayrı kalmak durumundaydı. o geldiğinde de, kaset çalardan doldurma ahmet kaya şarkılarını dinlerdik. daha ilkokul sıralarında millet mini mini bir kuş şarkısını söylerken ben ağladıkça'yı, yorgun demokrat'ı, kum gibi'yi, arka mahalle'yi, ölüm dörtlüğü'nü, öyle bir yerdeyim'i, özgür çağrı'yı ve sayısız şarkıları ezbere biliyor ve söylüyordum.

    doksanlı yıllar sıkıntılıydı, birçok şey saklanırdı. yalan dolan, iftira had safhadaydı. o küçük aklımla, kapıldım ben de, babama dedim ki 'ahmet kaya iyi adam değilmiş.' babam da bana, 'ahmet kaya, bu ülkede en vatansever insanlardandır. bunlara aldanma.' dedi. o söz, hep kulağımda küpe olarak kaldı. gün geldi, babamı ve ahmet kaya'yı kaybettim. ve ikisini de daha çok anladım. ikisi de haktan ve emekten yana insanlardı. neyi özlüyorsun diye sorsalar, kesinlikle babamı ve ahmet kaya'yı derim. ne şarkılarında ağlayabileceğim ahmet kaya var ne de dertleşebileceğim bir babam var. bana bıraktığı en büyük miras olan, hayata bakış açımı şekillendirdiği ve ahmet kaya'yı sevdirdiği için minnettarım babama.. ama keşke, olmasaydı sonumuz böyle... sevgi ve özlemle...

    tanım: protest, özgün, isyankâr artık adına ne diyorsanız, en güzel örneğidir. ve on altı kasım iki bin de bu dünyaya siktiri çekip göçmüştür.

mesaj gönder