1. karşıtlarını, karşı çıktıkları konularda haklı çıkaran akım.

    hatırlarsınız, akp iktidara geldiği ilk yıllardaki zindeliğini henüz kaybetmemiş cumhuriyetçi ya da kemalist diyebileceğimiz bürokrasi, ordu ve basın, "akp başımıza iş açacak." diye çırpınıyordu. olayın karşı tarafında yer alan biz geniş muhafazakâr çevreler, 28 şubat sürecinin rövanşını alma fırsatını kaçırmak istemiyor, bu coşkumuzla akp'yi sahipleniyorduk. bizler, hakkı devletçe yenilen, dinî inançlarımıza uygun davrandığımızdan kimliği kabul edilmeyen, eğitim hakkı elinden alınan, devlet dairelerinde azarlanan yığınlardık. dediğim gibi rövanşı almak için tarihî bir fırsat geçmişti elimize. biz bu rövanşı şöyle kullanmayı düşünüyorduk: ezenlere, haksız yapanlara, adaleti öğretecektik. onların hukuksuzluklarını yüzlerine vurup, herkesi eşit kılacaktık, heyhat!

    hatırlarsınız, akp'de "3y" ile mücadele vardı: yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar. heyhat !

    bugün ne olduk? mücahittik, müteahhit olduk.

    siyasal islam'ın bugün geldiği nokta, adam kayırmayı ilke hâline getirme oldu. kendisinden olmayana yaşama fırsatı vermeyen, en küçük belde belediye başkanlarının feodal beyler hâline dönüştüğü nokta oldu. işin kötü yanı, muhafazakar halk yığınları, yıllarca eleştirdikleri şeyleri yapanlar, sırf kendilerinden oldukları için, ses çıkarmadı, çıkarmıyor.

    yarın bir gün, siyasal islam iktidardan düştüğünde, bu yapılanlar karşılığını bulduğunda, islamcılar utanç içinde önlerine bakacaklar, ancak çıt çıkaramayacaklar. çünkü siyasal islam'ın, islam'a verdiği zararı cümle ateistler toplansa veremezdi.

mesaj gönder