1. üniversite eğitimi almış canlı bombaların sokaklarda yürüdüğü, caddelerde araba kullanıp merkezi yerlerde kendini öldürerek patladığı; facebook'ta pedofili insanların çocukları ağına düşürmek için yaptıkları; kadınların, çocukların aşağılandığı, tecavüz edildiği ve daha nice sevimsiz, kalp parçalatan, asfalyaları attıran insanların yaşadığı bir dünyada hukuğun öfkeyle, hırsla, empatiyle, medeniyet ile filtrelenmemiş bir içgüdü eşliğinde işlemesi ile ortaya çıkan bir cezadır idam.

    idam cezasını haklı bir acı ve empatiyle isteyen toplum üyesinin aslında iyi bir niyeti vardır, o da hak yerini bulsun, kötülükler dursun, bitsin ister. masumun başına kötü birşey gelmesin ister. ancak iki yanlışın bir doğru etmediğini hatırlamak lazım. idam cezasını hakeden suçları, toplumda bir mikrop yada hastalık olarak görsek, o suçu işleyen kişiyi öldürmek sadece hastalığın semptomunu yoketmeye çalışmak olmaz mı?

    insanlar ölümü göze alıp bu kadar kötülüğü yaparken, o suçu idamla yargılamak uzun vadede caydırıcı etki yapar mı, işe yarar mı ki acaba?

    keşke kötü kişileri kötülük yapmadan önce yakalayabilsek. gerçi o zaman da idam cezasının etiği ne olur diye de düşünmeden edemiyorum...

    (bkz: minority report - steven spielberg)

    benim yerime öldürmeyin diyorum ben de..

mesaj gönder