1. örnek; alkollü araba kullandım, duvara çarptım.(alkolsüz de pek güvenmiyorum kendime ama neyse) yanımdaki arkadaşın kemikleri kırıldı, bazi cam parçaları kesiklere yol açtı. hastaneye kaldırıldı yatıyor. anlamlandırma yapmazsan bu sadece bir doğa olayı olur, kombinin üstüne bir kuş gelip yuva yaptı yumurtladı, arkadaşla duvara çarptık kolu bacağı kırıldı. yani anlamlandırmanın bir ilişkiselliği var. buradan yola çıkmak sosyal yapıyı reddetmeye çıkar. klasik müzik ya da demet akalın şarkısı sadece kendinde olan değil, dinleyen ile bir ilişki içinde mefhum dersek de aynı kapıya çıkar. bir şey ne ise o mudur, yoksa bir şey burada ve şimdi bana göre ne ise o mudur? gibi bir sorun var ortada demek ki.

    yağmur yağdı ıslandım, herkes ıslandı. tam bir yaz yağmuru, serinlik ve neşe kattı. halamın oğlu brooklyn'de sevgilisiyle yağmur altında kavga ediyor, taksi çeviremiyor makyajları akıyor, ayrılıyorlar, sınırdışı ediliyor çiftçi oluyor mevsiminde yağmur bekliyor. sokak çocuğu kirlenmiş yağmur=çamur. şekerden olsak öldürdüm, herkes ölürdü felaket olurdu. anlamlandırma yapmazsak ölürüz velhasıl.
    abi