1. yaklaşık 10 gündür yaşadığım durum. bi önceki ilişkim 5 yıl sürmüştü terkedilen taraf olmuştum. çok zor atlatmıştım. 9 ay sonra yine aşık oldum artık dersimi aldım derken 1 yıl sonra yine terkedildim. bugün son kez buluştuk karşımdaki kesin kararlıydı.kabullenmem gerekiyor bir an önce. galiba bu sefer ders çıkardım. kızlar duygusal erkeklerle bir süre sonra problem yaşıyor ya da ben gerçekçi kızlara bağlanıyorum.

    edit 10 gün sonra : arada gel gitler yaşıyorum bi çöküyorum bi yükseliyorum ancak geçeceğinin farkına iyice vardım. eğer ailemizden dostumuzdan gerekli ilgiyi görüyorsak gerçekten geçiyor inanın.
  2. bütün örneklerde aynı ortak noktada kesişir. geçici olması.
  3. insana koyan emre aydın'ın dediği gibi imkansız olmak, hayattayken üstelik.

    gel gör ki bu aşk acısı denen şeyin %90'ı psikolojiktir. çok klişedir ama önce kafanda bitir denmesinin sebebi budur. kalan %10 da nedir bilmem ama o %10'un acısını her türlü çekeceksin. kalan %90'dan ne kadar sosyal olursan, ne kadar arkadaşın olursa, ne kadar kendin için bir şeyler yaparsan, velhasıl kelam ne kadar akıllı olursan o kadar çabuk kurtulursun.

    düzeltme: imla.
  4. başta acısını çektiğimiz duygu aşk acısıdır tabiki. ama onun yerini sonra insana daha da koyan şeyler almaya başlar. meğer en yakın arkadaşımmış dersin,bir şey olur ay bunu ona anlatmalıydım diye dert yanarsın. sıkıntın olur onu aramak istersin ama aramazsın. dur o zaman başkasına anlatayım dersin beklediğin samimiyeti bulamazsın.mutlu bir olay öğrenirsin açıp dedikodu yapmak istersin mümkün değildir.canın istese belki arayıp bunları yapabilirsin ama en önemlisi o yaralanmasın istersin,onu düşünüp susarsın. acın hafifleyecektir mutlaka ama eğer aşk adı altında toplanandan fazlası varsa bir ilişkide,unutamazsın.
    mavi
  5. kağıt kesiği acısı yanın da o da neymiş dedirtir. acıyor işte acıyor.
  6. "aşk; lezzet arayışı, sevmek sığınak arayışıdır. aşk; aç birinin yemek yiyişi, sevmek yabancılar ülkesinde gönül ortağı bulmaktır. " der ali seriati. en leziz yemekleri o sığınakta tattığında ise ne kadar kafanda bitirirsen bitir içinde kalan o kırıntılar her sofraya oturduğunda iştahını kaçırır.. yeni tatlar arar yeni bahçelerde dolaşmak ister ama yine de dört duvar arasından çıkamaz kitaplarına sarılırsın. harcadığın zamana mı acırsın yoksa bir elveda bile diyememenin buruklugunu mu yaşarsın bilenmez ama kendine zaman vermeyi öğrenirsin.
    ^:sevgi ve aşkın ayrımına değinmeden ^ sevgi neydi? sevgi iyilikti, dostluktu, sevgi emekti..
  7. kimsenin yaşamamasını dilediğim.

    benim de başıma gelmesin bir daha allahım, ne olur.
  8. ilişkim bittikten 3 ay sonra falan sanırım düzene girdim diyordum ki, bitmemiş artarak her şey geri geldi. şu an 9.ay. o kadar çaresiz, dalgalı ve mutsuzum ki, hayattan nefret etme noktasındayım. kendimden utanıyorum, şu dünya ve ortam içinde insanların çektiği acıların yanında benim derdimin bu olması bir nevi şımarıklık gibi geliyor. buda ayrı bir mutsuzluk sebebi.
  9. şimdi 3 sene falan kadar oldu. sıkıldım saymıyorum günleri. sana o lanet (ama hep beklediğim) güzel beraberliğimizin ay dönümünde vereceğim güzel kolyeyi anıyorum. çünkü sen çoktan başkasından aşkı gördün, tattın...
    ah be çirkin kız. keşke bana inansaydın.
    -senin beni sevdiğine inanmıyorum!
    dediğinde kalbime çaktığın kazığın acısını sen nerden bileceksin?
    ulan ahmet kaya dinlerken whitney houston dinlemek değilse nedir aşk acısı bana bir anlatsanıza?
    lan ben saçma sapan fantastik, aksiyon filmleri izleyen adamdım.
    sen godfather izlerken ağlamak ne demek biliyor musun?
    sevgili youreads ailesi. aşk acısı yaşamayın. çok kötü lan, ben 3 senedir yaşıyorum çok kötü...