1. tırnağımı kırdığımda da hayatımı kaydırdığımda da koştuğum adam. her defasında "canın sağ olsun hallederiz." diyor. halledemese bile söylemiş olması halletmiş kadar rahatlatıyor. (bkz: ilk aşk)
  2. bazen keşke olmasaydı,bazen olmasaydı olur olsa da bi renk katıyor sadece hayatıma dediğim adam.

    not: insan oğlunun adını karıştırır mı?
    eale
  3. "babamı kitap okurken düşünüyorum öyle anlarda. daha doğrusu kitap okuduğu bir sahne hatırlamaya çalışıyorum. yok. olabilir, diyorum içimden, herkesin babası kitap kurdu olmak zorunda değil. bu kez babamın evde geçirdiği zamanlarda ne yaptığını bulmaya çalışıyor hafızam. yok. bulamıyorum. babamı, evin içine yerleştiremiyorum."

    yekta kopan aile çay bahçesi kitabında böyle anlatıyor. bunları okuduktan sonra ben de çok düşündüm acaba babam çok kitap okur muydu diye çok olması bile gerekmezdi hatta. babamdan kalanlara baktım içinde eski ders kitapları ve gazete kuponuyla alınan ansiklopediler dışında bir şey kalmamış. biraz üzüldüm açıkçası. yaşasaydı bana boşboş kitap okuyacağına git biraz çalış mı derdi. neyse demez o kadar herhade dedim.

    sonra acaba evde ne yapardı diye düşündüm. hangi koltuğa otururdu, tv izlerken uyur kalır mıydı, kalk yerine yat dediğimizde ya da kumandayı aldığımızda uyumuyorum ben diye kızar mıydı, yemek masasında hangi sandalye onundu, reklamcılık okuyacağım dediğim zaman ailedeki herkes gibi karşımda mı dikilirdi yoksa arkamda mı dururdu ? cevap yok. kocaman ve sonsuz bir sessizlik.

    soramıyorsun da böyle şeyleri bir noktadan sonra evdekilere. her sorunun sonunda akan gözyaşlarını dindirmek senin görevin oluyor. sonra vazgeçiyorsun sorular sormaktan. yaraları deşmeye gerek yok diyorsun.


    hayalini kurmak en güzeli..
  4. eğlenceli, değişik(*:kahverengi lens almış gençken, ah o renk gözler bende olacaktı var ya ;d),yaşadığı bunca sıkıntıya rağmen hayat dolu, mesafeli gibi duran ama içten içe düşünceli ve korumacı kişilik bana göre :

    --> sakin ol, hele bir saldırmaya kalkışsın bacaklarını kırarım o köpeğin.

    --> ama şimdi o aslan da geyiği avlamazsa, yavrularını nasıl doyuracak?

    --> kitabını akşam okursun beat rice, çıkıp dışarı gezsene,hava güzel ;)
  5. zamanın filozoflarından. lise yıllarında mahallesine gelen yabancı kıza türkçe yazdığı 6 sayfalık şiiri de biliyorum, gece ağlayarak yanıma geldiğinde "tamam babam bakarız bi çaresine" dediğimi de.

    babası da, en yakın arkadaşı da ben oldum hep. hiçbir zaman demedim içimde biriken kötü sözleri.

    daha ölmedi ama şimdiden şahsım adına 700 bin lira borç bıraktı, canı sağolsun babadır.

    babasız büyüdüm ben, hayatım boyunca onun arkasını toplayarak.

    bu gece yine yaptı yapacağını. geçmişimi, geleceğimi ve şu anımı çoktan harcamış adam.

    neden babalarımızın hayatını yaşamak zorundayız ki? özellikle şansıma bu kadar "garip" olanı denk gelmişken.
    isk
  6. eşşek kadar olduğum halde en zor zamanlarımda "odan burada duruyor, istediğin zaman dönebilirsin" diyen insandır. dönmesem bile her zaman dönebileceği bir evinin olduğunu bilince sırtı yere gelmezmiş gibi hissediyor insan.
  7. para istediğiniz zaman pantolonumu getir diyen kahramanlar.hep başımızda olsunlar.
  8. herzaman problem yaşadığım ve yaşamaya devam edeceğim kişidir. sanırım çağ farkı ve düşünce tarzımın birbirine tamamen zıt olmasından kaynaklanıyor
  9. çok yakın arkadaşım babasını kaybettiğinde yanındaydım ,ağlamaktan gözlerindeki yaşlar bitmiş,göz altları mos mor, anlamsızca etrafa bakıyordu doyamamıştı babasına genç yaşında bırakıp gitmişti onu. bana sürekli ondan bahsetti utangaçmış, geceleri odasına girip onu izlermiş öpermiş alnından oda uyanırmış ama çaktırmazmış utanmasın diye . babasından bir şey istediğinde kızarmış söylenirmiş ama yinede yaparmış her istediğini. her gün saat 20.05 de gelir koltuğuna uzanır gazetesini okurmuş . hep adıyla hitap edermiş kızına ta ki ölmeden 1 ay öncesine kadar , öleceğini bilir gibi her gün son kezmiş gibi sarılmış ''kızım'' diye seslenmiş . kızı tatildeyken yatağına yatarmış kokusunu almak için ve son kez aramış kızını '' nasılsın iyi misin ? , kendine iyi bak kızım''... ve ölüm haberi gelir iş yerinden akciğer kanserinden vefat etmiştir. haberi aldığımızda akciğer kanseri olduğunu bilmiyorduk kimseye söylememişti hastalığını kendinden başka , kızı sınava hazırlanıyor üzülmesin diye , tedavi istememiş hastanede yatmamak için, çalışmaya gitmiş her gün ailesine para bırakmak için .haberi öğrendiğinde yıkıldı , inanamadı , inanmak istemedi ama fark etti artık kızım diyen biri yoktu, saat 20.05 de kapı çalmayacaktı artık...

    sonra fark ettim ki babama yeterince sarılmıyorum onu yeterince öpmüyorum , eve geldiğinde kapıda karşılamıyorum , bu olay bana farkındalık yarattı ve artık onu mutlu edecek şeyler yapacağım ve onun istediği biri gibi olmaya devam edeceğim . sadece babam için değil ailem için. sizde babanızı sevin ve hemen şimdi alın elinize telefonu arayın nasıl olduğunu sorun, onu sevdiğinizi söyleyin ...
  10. dün işle ilgili bir ziyarette kreş/gündüz bakım evi tarzı bir yerde bir babayla karşılaştım. yirmilerin sonlarında temiz yüzlü bir adamdı. kreşin müdürüyle çocuğuyla ilgili yaptığı görüşmeye ister istemez kulak misafiri oldum.
    eli ayağı hafiften titreyerek, kaşı gözü oynayarak bir konuşması vardı ki görmeniz lazım. betimim bitti anlatamadım ama çocuğuna dair endişesi ve çocuğuna olan sevgisinden dolayı adamın davranışları bir uyuşturucu bağımlısı gibi yoksunluk belirtileri göstermesine sebep oluyor.konuşmanın bir yerinde kameradan uyuyan çocuğunu izledi, adamın gözü doldu neredeyse. şimdi gitsem uyuyamaz benden de ayrılamaz dedi. çocuğun okula alışması, öğretmenine güvenmesi vs. uzun uzun konuşuldu. ben de baya baya konuşan filan toraman bi çocuk hayal ettim,okulda beş altı aydır en azından vardır diye düşündüm.
    konuşmanın sonunda lafa girdik, öğrendik ki kendileri dört gündür orada olan üç yaşına ancak girmiş bir bebekmiş.ne kişilik yüklendi,bebek üzerinden ne karakter analizleri yapıldı inanamazsınız.
    ama hayran oldum. ağzım kulaklarımda gülümserken gözüme ılık ılık yaşlar akın edecekti neredeyse. insanlar mitoz bölünse ya da eşeysiz ürese emin olun pat diye oraya bi yavru bırakmıştım.
    demek babalık böyle bişey :)