1. evliliği, baba evinden kaçmak ya da özgürlüğe atılacak bir adım olarak gören türk kadınlarımızın; ilişkiyi heycanlandırma veya erkeği kendisine bağlama aracı olarak kullandığı üreme faaliyetleri bütünü.
  2. kotu giden iliskilerde evliligi kurtarma operasyonudur bir nevi. kotuye giden psikolojileri anne-baba olma ile taclandirirlar ki kimi zaman tutar bu maya ama tutmadigi durumlarda bir cocugunda gelecegi kararir. maddi manevi olarak hazir degilseniz caba gosterin, cocuk sahibi olmak bir sorunu cozmez, daha cok sorunun dogmasina da sebep olur.
  3. dünyaya sevdiği kadınla/erkekle ortak bir canlı getirmek. bir "insan" yapmak.

    çocuk sahibi olabileceğimi düşündükçe kafayı yiyecek gibi oluyorum. harika bir duygudur eminim ki.
  4. hepiniz güzel insanlarsınız, hepiniz dünyanın daha iyi bir yer olmasını istiyorsunuz, biliyorum bende istiyorum bunu, dünyayı daha yaşanır hale getirin, bu dünyada adaleti mi, sevgiyi mi eksik görüyorsunuz, çocuğunuz olursa bu duyguları, bu düşünceleri ona sevdirerek, tanıtarak yetiştirin, bu dünyayı kötü hale getiren de insan, dünyayı iyiye götürecek de insan, dünyayı daha yaşanır hale getirecek çocuklar yetiştirin. şu 16-17 yaşındayken, anlık patlamalarla söylenecek tarzda, kaprislerle dolu, kimseye faydası olmayan argümanlardan lütfen sıyrılın artık.
    kimbo
  5. yanlıştır, bencilcedir ve bunu herkes böyle görebilip üremeye bunca aşkla sarılmasaydı... (sıkı durun)

    yanlış olmaktan çıkardı.

    evet, atalarımız ve bizler kontrolsüzce tüketmemeyi ve az üremeyi becerebilseydik, daha hoşgörülü insanlar olsaydık, çocuk yapmak (bencilce olsa da) yanlış olmayacaktı. dünya bir ütopya olmadığı sürece, "bu dünyada varolmak için çalışmaya var mısın" diye önden sormadığımız herhangi bir bilincin yoktan oluşmasına yol açmak hatadır.

    peki ben antinatalistim diye sen öyle mi olacaksın okuyucu? hayır, bildiğini okuyacaksın. ben de çocuk yapabilirim, mantıksal çıkarımlar duygusal kararlar karşısında yenik düşer sıklıkla.
  6. lütfen artık bir karar verin. cnn altyazı geçti biraz önce. tüm dünya nefesini tutmuş buradan çıkacak sonucu bekliyor. ona göre karar vereceklermiş çocuk yapıp yapmamaya.
  7. bence yapın, yapılsın hatta bi gün bende yapsam. ama sevgi vermeyecekseniz yazık etmeyin. eve bi heves çiçek alıp sulamamak gibi. ilgisizce kendi haline bırakılmış o kadar çocuk varki...
    anne baba olarak uyumu yakalamakta önemli. onu da bi düşünün.
  8. başlığı thomas bernhard’a yönlendirmek isterdim. bilen bilir her kitabında ben rızam olmadan nasıl doğabildim diye istenç paradoksuna sokar insanı. açıkçası bu konuda her hiziple empati yapmaya çalışıyorum. ben çocuklardan pek hoşlanan biri değilim. hatta üremenin durdurulması gerekiyor bir süre. karbon ayak izimizin dengesine kavuşabilmesi için bir süre her şeyimizi durdurmamız gerekiyor gerçi. bu gibi dünya varlığı endişelerimi bir kenara bırakacağım bu sefer. çocuk sahibi olmayı etik açıdan incelemeye çalışmışlar. bu dünyada bir de anneliği, babalığı tatmak istiyorum diye ürememeleri gerek insanların. sırf bu bencilce istekle dünyaya geldiğimi düşünmeyi pek sevmiyorum ben. çok bencilce. sorumluluk almak çok farklı çünkü. o çocuğu bir siyasal islamcı da yapabilirsiniz örneğin. ^:hahshs^ bir de bu kadar hırslanmaya gerek yok. kimse birilerinin fikirleri yüzünden saldırıya uğramıyor burada. yapanı vazgeçirsek bir kardır tabi kişisel olarak.
    sezgi
  9. ülkemizde, yapmayı istemeyenlerin, yapmamaya karar verenlerin üstünde korkunç bir baskının oluşturulduğu üreme eylemidir. sanki ben saf ve cahil bir kadınım, korkumdan yapmıyorum. konuyu, baskı yapanlardan çok daha fazla düşünüp taşındığıma ve öyle karar verdiğime yemin edebilirim ama ıspatlayamam...

    aile büyüklerinden tutun, çocuk yapmış arkadaşlara, doktorlara, hiç kimseye anlatamazsınız derdinizi. bana sürekli yap yap diye baskı yaptıkları için kaç tane doktor değiştirdim. uğraştığım işe bakın. akrabalar vs. yetmiyormuş gibi bir de doktorlar çıktı başıma. neymiş, hazır hissetmeyi beklemeyecekmişim, hiçbir kadın hazır hissetmezmiş, sonrasında pişman olurmuşum, neler neler duydu bu kulaklar doktorlardan. bir de öyle muayene masasında en savunmasız halinde yapmıyorlar mı ölecem yani.

    arkadaşlar desen, kendilerini yakmışlar, yanlarında yanacak biri arıyorlar. berkecan veya ırmaksu yanlız mı büyüsünmüş? bana ne ya, doğururken bana mı sordun? yap yanına kardeş yalnız kalmasın işte. beni niye beraberinde maddi manevi anlamda batırıyorsun?

    akraba baskısı deseniz... bildiğiniz gibi işte. herkes bir gün tatmıştır o baskıyı nasıl olsa. en kötüsü patavatsız büyükanneler... büyükbabalar o kadar olmuyor ama büyükannelerden allah korusun. eski eşimin anneannesi bir gün bana uluorta, n'oldu çocuğun mu olmuyor demişti? sinirlenip, yok sizin torunun olmuyor demiştim. bir de, ay olunca anlarsın, iyi ki yapmışım dersin diyenler var ki... onlarla vegas'a falan gitmemek gerek. o nasıl bir gözü kara kumar yahu? ya demezsem? sen mi alacaksın büyüteceksin bebeği? şu dünyaya faydalı bir birey haline getireceksin?

    insanlara bir çocuğun bu dünyaya, kaynaklarına ne kadar külfet olacağını, gezegenin git gide kötüye gittiğini, bir çocuğun benim anksiyeteli psikolojimi iyice zivanadan çıkartacağını, bu yüzden hem bana hem de çocuğa yazık olacağını, böyle bir dünya ve ülkeye çocuk getirmek istemediğimi anlatmaktan yorulduğum için de artık, çok istiyorum ama olmuyor diyorum. üzgün surat yapıyorum. karşımdakiler de sorduklarına pişman olup, konuyu kapatıyorlar.

    inin şu kadınların tepesinden yalvarıyorum... her kadının hayattaki tek amacı üremek değil. isteyenler üresin, istemeyenleri de rahat bırakın.
  10. bir çocuğunun olması, dileyenler ve ebeveynliğini layıkıyla yapanlar için mucizevi bir şey bence. senden bir parça neticede.
    ama bu “çocuk yapmak” ifadesi... eylem olarak bile ne kadar kötü bir söylenişi var.
    çocuk yapmak. yapmak yani. uğraşıyorsun, didiniyorsun bir şey yapıyorsun. resmen bir ürün. zaten evli çiftlerin çocuklarını bu kadar pazarlaması da bundan kaynaklı. yapıyorsun çünkü, bu ürünü elbet pazarlayacaksın. yazık.

    bu dayılar, teyzeler de sorarken “çocuk sahibi olmak istiyor musun?” demiyor mesela. direkt “e artık çocuk yapsana bir tane” diyorlar. çünkü böyle bir ürün ortaya çıkarmak bir insanın bu hayatta sahip olacağı en büyük başarı olarak görülüyor. üretim var mis.

    hayır bir de bir çocuğunun olduğunu varsayalım. neymiş efendim “neden çocuk yaptık ki, tabi bize bakacak, tabi istediğimizi yapacak” oldu paşam. sırf yapım aşamasında bir parça emeğiniz var diye o çocuk size hizmet edecek, egonuzu tatmin edecek bir ürün olmamalı.

    ayrıca, kadınların bu hayata gelmelerinin, bir rahme sahip olmalarının yegane amacı nesli sürdürecek çocuklar üretmek değil. algılayın. rahim benim rahmim size ne arkadaş.

    neyse, hetero olmamama rağmen bir anda kin kustum. allah düzlere sabır versin..