1. kuran değiştirilmemiş yalanına inanmamak demektir.
    çünkü kuranda parantez içinde yazılanlar sonradan eklenmiş bilgilerdir.
    her yeni bilimsel gelişmede güncelleyip tefsir adı altında ayetten binbir anlam çıkarılmıştır.
    kuran bildiğin bilimi reddeder.
    kuranda anlatılan dünya direk düz olarak söylenmemiş ancak tasvirlere bakarak düz olduğuna ikna olabiliriz.
    mesela bir ayette biz tüm canlıları çift yarattık denmiştir ancak gerçekte bazı tek hücreli (sanırım bakteriydi) canlıların tek cinsiyetli olduğunu anlıyoruz.
    tanrının yolladığını iddia ettiğiniz kitabın bir tane bile bilimle çelişen ayeti olmaması lazım. ayrıca tanrıdan geldiği iddia edilen bu mucizevi(!) kitabın bazı mucizeler ya da kehanetler vermesi lazım. ancak bırak kehaneti mucizeyi daha kendi yarattığı evreni bilmeyen bir tanrı var.
    bu ayetleri çok tartıştım müslüman arkadaşlarla ancak verecek mantıklı cevapları kalmadığı hatta bazılarının kabul ettiği halde hiçbirinin dinden çıktığını görmedim.
    hemen tefsire sarılarak kıvırdılar mevzuyu.
  2. eğer herkesi büyük bir yalana inandırmak istiyorsan onu gerçeklerin arasına sıkıştırırsın, dinlerin ve kitapların özeti budur aslında. geçmişte işine yarayan şeyleri kucaklarsın, başa gelen tüm "kötü" şeyleri inanılanın gazabı olarak algılatırsın, inanılanın istemediği bir şeyi yaptığında algıda seçicilikle kötüyü bekler ve kötüyü farkedersin sadece. inanılanın istediği kişi olunca da tersi olur, güzeli görür, iyi olarak yaşamanin karşılığını alırsın.

    dinden çıkmak özgürlüktür, fakat özgürlük herkesin istediği bir şey değildir , bebekliğinden itibaren bilinçaltına işlenen zincirlerden kurtulmak kolay değildir. din, özgürlük önüne kalın duvarlar çeker ve o duvarı aşmak günahtan korkudur, fakat o duvarları yıkmak devrimdir. herşeyi tekrar yerine düzgün olarak koymak çok zaman alacaktır, farkındalık önemlidir, insanın sınırlarını bilmek, bilmediğinden korkmamak egosuz bir bünye gerektirir, psikolojiye de girmek gerekir. güzeli bulmak, dünyayı sevmek, insanlara yardım etmek için dine ihtiyaç yok,

    kitlelein duygularını kontrol etmek için ortaya bir din çıkarıp emrettiğini yap, emretmediğini yapma dersen, kitlelere ihtiyaç duyan bütün muktedirler ona istediği gibi yön verir.