• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (7.71)
Yazar ray bradbury
fahrenheit 451 - ray bradbury
gözden geçirilmiş baskıguy montag işini seven bir itfaiyeciydi. on yıldır kitap yakıyordu. gecenin bir yarısında yola çıkışlarını, alevlerin kitapları yutuşunu hiç sorgulamamıştı... hiç sorgulamamıştı, insanların korkusuzca yaşadıkları bir geçmişi anlatan o 17 yaşındaki genç kızla karşılaşana dek... montag'ın hayatındaki bütün yanlışlar doğrularla yer değiştirir o andan sonra... işini, eşini, yaşayışını yeni bir gözle değerlendirir. önünü alamadığı duyguları onu, asla tahmin edemeyeceği şeyler yapmaya iter. sansüre, totaliter yönetimlere, kültür endüstrisine ve uzunca bir süredir sürdürdüğümüz yaşam tarzına yönelik en keskin eleştirilerden biri. okuyun ve kendinizi yeni baştan kurun. (kitap bilgileri idefix'den alınmıştır.)


  1. en meşhur distopyalardan biri. türünün en iyi örneklerinden ayrıca, mutlaka okunmalı.

    artık dünya öyle bir hale gelmiştir ki hiç yangın çıkmamaktadır ve dolayısıyla itfaiyecilere başka bir iş için ihtiyaç duyulmaktadır; kitapları yakmak.

    kitap okumak yasaktır, kitap bulundurmak yasaktır. kitap bulundurmak büyük bir cezayı gerektiren bir suçtur ve bulunan her kitap hemen yakılır. işte böyle bir düzen içerisinde bir itfaiyeci büyük bir hata yapar ve içinde bulundukları düzeni sorgulamaya başlar. sonra bu hatayı daha da ileri götürür ve yakması gereken bir kitabı merakına engel olmayarak okumaya başlar.

    kitabın adının fahrenheit 451 olmasının sebebi ise kağıdın yanması için gerekli olan sıcaklığın 451 fahrenheit olmasıdır diye biliyorum.
  2. !---- spoiler ----!

    duvarlarda ki televizyonlarda oynayan programları insanların büyük bir uyuşmuşluk ve bağlılık içerisinde izlemesi , bunun sonucunda gerçek hayattan soyutlanıp kendini kaybedecek bir şekilde o an gerçek yaşamdan uzaklaşması , günümüz ile o kadar benzer sahneler içeriyordu ki . yıllar öncesinden böylesine bir evlerde ki televizyon sorununun işlenmesi kitabı tek başına efsane yapar.

    !---- spoiler ----!
  3. kitapların ne denli değerli olduğunu ancak kitap okuyanlar bilir ve dünya üzerinde kitaba ulaşan ve ulaştığı bu mucizeyi takdir edebilen çok az insan kaldığını düşünürsek hiç de uzak olmayan bir geleceği anlatan "kitapların kitabı". yeni nesil, kitapları vakit kaybı olarak değerlendiriyor. hatta, bu geleceğin mimarları, hiç kitap okumamış olmakla övünüyor. kitap okuduğunu söyleyen gençlere "ne okuyorsun?" dediğinizde aldığınız cevap genellikle "en son 300 sayfalık bir kitap okumuştum." oluyor. neredeyse her eylemin, yalnızca niceliğine değer atfedilen bir dönemden geçiyoruz. bir sonraki aşama neden kitapları yakmak olmasın?
  4. bana fena halde eksik kalmış gibi gelen distopik eserdir...

    niye mi? sanki kitap okumuyorum da kitabı sinemaya uyarlamışlar onu izliyormuşum gibi hissettim... çok hızlıydı, havada kalan çok şey vardı ve tadı damakta bırakıcı bir hissiyata sebebiyet verdi...

    !---- spoiler ----!

    kitabın en sevdiğim yanı insanların kitaplaşması idi...

    !---- spoiler ----!
  5. kitabın konusu gerçekten güzel. fakat kitapta insanı koparan bir şey var. editörlük hatası mı denir buna sıralama hatası mı bilmiyorum. evreni tam tanıyamıyoruz bir türlü. konuşmalar birbirinden çok kopuk bir araya getirmekte çok zorlanıyor insan. yan öğeler çok dağıtıyor konuyu ve en son kurgu öylece ortada kalıyor. sadece bir kaç güzel paragraf için kurulmuş gibi her şey. üstelik her şeyi tam sindirdiğinizde kitap bitiyor.

    insanların kendi istekleriyle kitap okumama kararını anlasam da kitap yakmak çok 1984vari olmuş. her şeyi cesur yeni dünya rahatlığında yaşayan insanların bir anda büyük birader'e bağlamaları da iğreti geldi bana.

    her şeye rağmen güzel bir kitap tabi. gene de okunmadan geçilmemeli.
  6. okuduktan sonra geleceğimiz neden böyle olmasın dedirten kitaptır. yani günümüzde devletin kısıtladığı şey internet olsa da bir gün asıl fikir kaynağımızın kitaplar olduğu, büyük kitleleri kalıcı bir şekilde etkileyenin kağıt üstündekiler olduğu anlaşılacaktır. sonuçta eski insanlar hakkındaki bilgileri ilk internetten almadık, yazılan kitaplar, kazılmış tabletlerden aldık. somut varlıklar bizi daha çok etkilemez mi sizce de?
    konumuza geri dönelim. bu kitap bana göre eksikleri olsa da güzel yazılmış bir distopyadır. okuyalım.
  7. aslında bir günde bitecek ama sınav haftası şu bu derken elimde yaklaşık 15-20 gün sürünen kitap. işte tam bu sebepten bir tat alamadım, benim için hikayede büyük kopukluklar var. geri de dönemedim, sıkıldım.

    anlamakta zorlandığım yerler oldu onları da buradaki yorumlar sayesinde çözdüm biraz...

    bitirdim ama hakkını hiç veremedim kitabın, üzülüyorum. hikayenin çıkış noktasına bayıldım ama okuduğumu pek sevdiğim söylenemez bu durumda.

    hemen ardından da tekrar okunmaz diye kenara kaldırıyorum 1 ay sonra falan tekrar okuyacağım. yazık olmasın kitaba da bana da...
  8. bu kadar kötü anlatım, bütünlükten yoksunluk, oturmamış kurguya rağmen bu denli beğenilmesini muhtemelen içeriğinde kitapları kutsallaştırmasına (kitleye oynamak) ve yazarın, zamanına göre değerlendirildiğinde "ilginç" sayılabilecek fikirlerine borçlu kitap.
    brave new world veya 1984 ile aynı kategoride değerlendirilmesi bile bu kitaplara hakaret.
    nox