1. belki de az uyku yetiyordur.
    mim
  2. yav hani ağır bir şekilde yargılama niyetim yok öyle bir hakkım da yok herkesin düşüncesini dile getirmek özgürlüğü var ama yine şu eleştiriyi yapmadan duramayacağım: niye yeni bir kitap öğrenmek, izlemediğim bir filmi, duymadığım bir müziği, kafamı karıştıran bir konu hakkında farklı görüşleri, ya da beni kendimden şüphe ettirecek bur soru görmek umuduyla geldiğim şu "interaktif kültür diyarı"nda günün her saati solda görülen başlıkların(içlerine girilen entryler dahil) yarısı ekşi çakması içerikler sayın kullanıcılar? tamam biliyorum alternatif arayışı yüzünden ekşiden gelmiş bir çok insan var ama zaten dediğim gibi alternatif arayışıyla gelmişiz hep birlikte. hani her gün şuraya bir göz atıp "ahan da bunu okumamıştım" diyip hemen okuma listeme atıyorum ama her geçen gün azalıyor sanki bu "kültür içerikleri"nin sayısı ya da bana mı öyle geliyor bilmiyorum? hani karşı olduğumdan değil bu tür başlıklara ama buranın asıl amacının yitmesine sebep olmayalım istiyorum çok mu şey istiyorum sayın kullanıcılar?
  3. kafasının içinde yaşayan insanlardır... belki de gerçek hayatları can sıkıcı bir kabusdur... kim bilir belki de huzuru yalnız başına kendi benliğinde o vakitte buluyordur...
  4. hep beklerler gecenin sihrine inanırlar. o günün geleceğine inanırlar. artık ne gelecekse kimine göre bir mesaj kimine göre bir fragman bu böyle değişir. değişmeyen beklemektir. ölene kadar beklemek.
  5. çocukluktan kalan mesele ilk okul ve orta okul zamanında neredeyse hep sabahçı öğrenci olduğum için erkenden yatmak zorunda kalıyordum cuma ve cumartesi günleri gece geç yatma özgürlüğünü kısacık da olsa yaşama şansı bulduğumda mutlu oluyordum. şimdi geçmişin acısını çıkartıyorum diyebilirim.
    burada ki ortak nokta geçmişle hesaplaşma.
  6. yalnız ve aşık insandır. gece olduğunda duygular daha kuvvetli hissedildiği için ayaktadır uyumaz ve bekler.

    ben nerden mi biliyorum. yooooo, bi arkadaşım var aynen böyle anlatıyor.
  7. yoktur. bunu araştırmak sinekten yağ çıkarmaktır. onediodaki uyuyamayan insana kurban olmalıyız yazılarından etkilenmeden düşünelim. gece geç vakitlere kadar oturan insanlar olarak ne yapıyoruz? cevap hep yeraltı edebiyatı. hayatı falan gözden geçirdiğimiz yok. gecenin büyüsü de yok. dünya barışına da kafa yormuyoruz. sadece uyumama lüksümüzü kullanıyoruz. sabah mesaiye yetiştiğim dönemleri hatırlıyorum da hiç gecenin büyüsünü düşünmeden çivileme atlardım yatağa. ama şimdi uyumam gerekmiyor. basen olarak bana dönecek yiyecekler eşliğinde orada burada vakit öldürüyorum. lütfen kendimizle yüzleşelim. varoluşsal sıkıntı çekiyoruz triplerine de gerek yok. bir yaştan sonra kendinize ve insanlara olan samimiyet duvarı yıkılıyor ve ben buyum diyorsunuz.
    sezgi
  8. uyumamanın geç saate kadar oturmanın ortak noktası nasıl olabilir.herkesin derdi farklı herkesin düşündüğü farklı ve herkesin uyuyamama sebebi farklı.yok böyle bir şey yani.
  9. genelde düşünmektir. olmayacak hayallere kapılıp mutlu olmak ya da daha olmamış şeyleri düşünerek içi basan sıkıntıdan dolayı uyuyamamak. yatarken ışıkla birlikte beynin düşünen hayal eden kısmını da kapatabilsek keşke dertsiz tasasız uyuyabilek
    wtf
  10. yalnız kalmasıdır, insanoğlu kendini en çok geceleri yalnız hisseder ve gerçekler geceleri daha net gözükür. geleceğini düşünür, sevgilisini, eski sevgilisini, ailesini, yaşadıklarını, yaralarını düşünür. uykusu bastırmaya başlar ama direnir, oysa çok da sever uyumayı geceleri uyumayan insanlar. kelimelere döker içini, o kadar yalnızdır ki, kelimeler bile terk eder onu. yalnızlığına küfreder, ama uyuyamaz.