1. söylenen sözün etkisinin yüz kat artmasını sağlayan eylem. insana kendisini değerli hissettiriyor.
  2. gozun içine bakarak konuşun ama baktığınız nokta önemli. bununla ilgili bir yazı okumuştum. dogrudan gözlerin içine bakarak konuşmaktansa karşınızdaki kişinin burnunun orta kısmına bakarak konuşmanız hem sizin acinizdan hem de karşıdaki kişi tarafından rahatsızlık vermeyen bir durum olur. bu şekil bakış açısını günlük sohbet esnasinda yapin. ve eğer karşınızdaki kişiyle hararetli bir şekilde sinir bozucu bir konuşma icindeyseniz kaslarının ortasına bakarak konuşmaya çalışın. onu etki altına alabilirsiniz bu şekilde.
  3. 3.2.1 sonra başka tarafa bakılarak sonuçlanan konuşma.
    dkare
  4. hiçbir çekinceniz, endişeniz ya da korkunuzun olmadığını gösteren eylem ancak ince bir çizgisi vardır. kendinizi bakmaya zorladığınız belli olabilir.
  5. söylediğiniz sözlerin karşı tarafta ne gibi etkiler yarattığını gözlerinden de anlamak için yapılması geren davranış.
    söylediğiniz sözleri daha etkili kılar bir yandan da. ama siz onun gözlerine bakarak konuşmaya çalışırken o, gözlerini, siz baktığınızdan veya başka nedenlerden dolayı başka yönlere çeviriyorsa orası sıkıntılı. can sıkıcı bir durum.
    şahsen ben bir şey anlatırken karşı taraf bana bakmıyorsa sanki dinlenmiyormuşum hissine kapılıyorum ve anlatımım bozuluyor.
  6. ben bunu yaparken bazen sağ göze mi yok sol göze mi bakıyım karar veremiyorum, ortaya da bakamıyorum, konuşma benim için tamamen bunun üzerine dönmeye başlıyor, bir süre sonra karşı tarafın dediğinden de bir şey anlamıyorum ve evet evet der gibi kafa hareketleriyle geçiştiriyorum.
  7. sevilen kişiye yapılması makbuldür.
  8. insanlar yalan söylerken karşılarındaki insanın gözlerinin içine bakamaz bakışlarını kaçırırlarmış!
    herhalde bu çok yalan söylemeyen yahut yalan söylemeyi beceremeyenler için geçerli.
    zira gözlerinizin içene baka baka yalan söyleyenler var! yüzleri kızarmadan yalan söyleyenler var!
    demek ki yalanın belirtilerini iyi okuyabiliyor insanlar karşılarındakinin yüzünden; bir kitap gibi.
    ama herşeyi iyi saklamayı becerenler de var; işte onlar halk dilinde gözünün içine baka baka yalan söylüyor diye nitelenen kişiler...
    anlayabilsek onları uzak durabilirdik ...
    yalanlarıyla incitemezlerdi; gözümüzün içine baka baka yalan söylemeselerdi.
    yüzleri kızarabilseydi ya da utanmak nedir bilmeyen çehreleri onlardan uzak dururduk!
    iyi olurdu...
  9. aşktır
  10. aynı anda iki işi yapmak gibi bir şey benim için. ne bileyim, mesela ben söylerim söyleyeceğimi, karşı taraf ister kabul eder ister kabul etmez veya başka bir şey işte. gözlerinin içine bakarak konuşursam, karşımdaki kişiyi baskı altına alıyormuş gibi hissediyorum. bu yüzden özellikle gözlerine bakmamaya çalışıyorum. umursamaz görünmemek için de arada göz teması kuruyorum elbette ama dediğim gibi hem karşı tarafı baskı altına alıyormuş gibi hissettiğimden, hem de söylediklerimin ister istemez karşı taraftan onay alıp almadığını kontrol etme fırsatı verdiği için göz temasından kaçınıyorum. ayrıca bu etkenler dikkatini de dağıtıyor insanın.

    aynı şekilde karşımdaki kişi konuşurken de, onu rahatsız etmemek için göz teması kurmam pek. yine de arada bakarım tabi, dinlediğim anlaşılsın diye.