-
- okudum
- okuyorum
- okumak istiyorum
-
youreads puanı (8.63)
hamlet shakespeare'in yalnız kendi ülkesinde değil, başka ülkelerde de yazıldığı 1601 yılından bu yana en çok oynanan, en çok başka dile çevrilen ve en çok tartışılan oyunudur. bunun nedeni de yalnızca olay örgüsü, karakter, oyun dili ve benzeri ve dramatik öğeleri şaşırtıcı bir ustalıkla bir araya getirmesi değil, insan denen varlığı olanca ruhsal karmaşıklığı ile yaşam sahnesinde eşsiz bir oyuncu gibi canlandırabilmesidir.
-
insanların yalnızca "to be or not to be" kısmını bildiği, devamı daha da harika olan bir tirada sahip shakespeare eseri.
"olmak ya da olmamak, işte bütün sorun bu!
düşüncemizin katlanması mı güzel
zalim kaderin yumruklarına, oklarına
yoksa diretip bela denizlerine karşı
dur, yeter demesi mi?
ölmek, uyumak sadece!
düşünün ki uyumakla yalnız
bitebilir bütün acıları yüreğin,
çektiği bütün kahırlar insanoğlunun.
uyumak, ama düş görebilirsin uykuda, o kötü.
çünkü, o ölüm uykularında
sıyrıldığımız zaman yaşamak kaygısından
ne düşler görebilir insan, düşünmeli bunu.
bu düşüncedir felaketleri yaşanır yapan.
yoksa kim dayanabilir zamanın kırbacına?
zorbanın kahrına, gururunun çiğnenmesine
sevgisinin kepaze edilmesine
kanunların bu kadar yavaş
yüzsüzlüğün bu kadar çabuk yürümesine
kötülere kul olmasına iyi insanın
bir bıçak saplayıp göğsüne kurtulmak varken?
kim ister bütün bunlara katlanmak
ağır bir hayatın altında inleyip terlemek
ölümden sonraki bir şeyden korkmasa
o kimsenin gidip de dönmediği bilinmez dünya
ürkütmese yüreğini?
bilmediğimiz belalara atılmaktansa
çektiklerine razı etmese insanları?
bilinç böyle korkak ediyor hepimizi:
düşüncenin soluk ışığı bulandırıyor
yürekten gelenin doğal rengini.
ve nice büyük, yiğitçe atılışlar
yollarını değiştirip bu yüzden
bir iş, bir eylem olma gücünü yitiriyorlar." -
kendisinin christopher marlowe olduğuna inandığım ingiliz edebiyatının ikonu shakespeare'in en beğendiğim oyunlarından biri. lisede sergilemeye niyetlenip sonrasında vazgeçtiğimiz eserdir de aynı zamanda.
hamletin konusu, karakterleri, entrikalı olayları ve en çok da hayaleti ilgimi çekmiştir. bu yönüyle mutlaka bir versiyonun okunması, olmadı filminin izlenmesi gerekir.
ünlü repliğininden de bahsetmeden geçmeyeyim, "olmak ya da olmamak, işte tüm
mesele bu", ingilizcesi daha vurucu olan replik oyunun en can alıcı noktasını oluşturuyor. -
kral
evet hamlet? polonius nerde?
hamlet
yemekte.
kral
yemekte mi? nerede yemekte?
hamlet
yediği yerde değil, kendisinin yem olduğu yerde. oturuma çağrılmış bir sürü politikacı kurt üşüşmüş başına. kurt dedin mi kralların kralıdır yiyicilikte. biz bütün başka yaratıkları niçin semirtiriz? bizi semirtsinler diye. kendimizi niçin semirtiriz? kurtlar yesin diye. şişko kralla cılız dilenci aynı sofrada iki çeşni, iki ayrı kap yemektir sadece. olacakları budur sonunda.
kral
vah vah! yazıklar olsun!
hamlet
kral yemiş bir kurdu rasgele bir insan balık yemi yapar, kurdu yutan balığı da yer.
kral
ne demek istiyorsun bunlarla?
hamlet
hiçbir şey, sadece anlatmak istiyorum ki size, bir kral bir dilencinin bağırsakları içinde de yurt gezisine çıkabilir. -
william shakespeare'in hala yeni yorumlar katılabilmesi nedeniyle eskimeyen oyunu.
son yıllarda izlediğim yorumlar içinde en özgün bulduğum ise istanbul devlet tiyatrosu'nda (bkz: bülent emin yarar) 'ın tek kişilik performansıyla sahnelenen ve ışıl kasapoğlu'nun yönettiği hali.
düşünün; üzerine birçok kitap yazılmış, yıllardır hemen her ülkede sahnelenmiş ve normal şartlar altında kalabalık bir kadroyla sahnelenen bir eseri tek kişilik bir metne çeviriyorsunuz ve ortaya muazzam bir iş çıkıyor. burada dramaturgun da büyük başarısı var elbette. zeynep avcı nasıl kalkmış bu işin altından bilemiyorum ama sırıtan hiçbir şey yok metinde bence.
velhasıl, tiyatro iyidir.
izleyin derim ilk fırsatta. -
hikayede kötü sayılabilecek, katil kralın yancısı adamın bile böyle konuştuğu, şiirlerle konuşulan shakespeare eseri.
"şu öğütlerimi yaz kafana...
düşüncelerinin ağzı,dili olmayacak;
aşırı hiçbir düşüncenin ardına düşmek yok
teklifsiz ol, bayağı olma;
dostlarının arasında denenmiş olanları
çelik halkalarla bağla yüreğine.
ama her zıpçıktı,acemi çaylak arkadaşı da
el üstünde tutup elini kirletme.
kavga etmekten sakın,ama ettin mi de
öylesine et ki; korksunlar senden.
herkese kulağını ver, sesini verme.
herkese akıl danış, kendi aklını sakla.
kesenin elverdiği kadar giyin,
zengin ama gösterişsiz olsun giydiğin,
sakla vücudunun en güzel yerlerini sevdiğine
ne borç ver, ne de borç al , çünkü borç vermek
çok kez hem paranı yitirmektir hem dostunu,
her şeyden önce de kendi kendinle doğru ol
o zaman , gece gündüze varır gibi,
sen de aldatmaz olursun kimseyi..." -
türkçeye çevirisinde can yücel'in o efsane müdahalesi akla gelir.
(bkz: to be or not to be)
(bkz: bir ihtimal daha var o da ölmekmi dersin) -
sevgili ofelya, ben vezin-mezin bilmem.
ben oflarımı sokamıyorum kafiyeye.
lakin seviyorum seni, sen,
ofelya’yı of! of! of! elveda! ...
hamlet hamlet kaldıkça senin hamletin olan hamlet.”
“canım ophelia, beceriksizim şiir yazmakta,
içimdekini kalıba dökme sanatım yok,
ama çok, her şeyden çok seviyorum seni,
inan bana ve tanrı’ya emanet ol.
canı teninde kaldıkça sevginle yaşayacak,
hamlet...
........
sevgisinin kepaze edilmesine,
kanunların bu kadar çabuk yürümesine,
kötülere kul olmasına iyi insanın
bir bıçak saplayıp göğsüne kurtulmak varken?
kim ister bütün bunlara katlanmak
ağır bir hayatın altında inleyip terlemek,
ölümden sonraki bir şeyden korkmasa,
o kimsenin gidip de dönmediği bilinmez dünya
ürkütmese yüreğini?
bilmediğimiz belâlara atılmaktansa
çektiklerine razı etmese insanı?
bilinç böyle korkak ediyor hepimizi:
düşüncenin soluk ışığı bulandırıyor
yürekten gelenin doğal rengini.
ve nice büyük, yiğitçe atılışlar
yollarını değiştirip bu yüzden,
bir iş, bir eylem olma gücünü yitiriyorlar.
ama sus, bak güzel ophelia geliyor.
peri kızı dualarında unutma beni,
ve bütün günahlarımı. -
hamletin gölgesinde duran ophelia'nın hikayesini okumak hayatıma bir çok şey kattı -
“Something is rotten in the state of Denmark”
Bide Kenneth Branagh'ın yorumunu çok beğenirim.
What a piece of work is a man -
tiyatro romani okumaya cehov ile baslayip bütün tiyatro kitaplarına ön yargili olmama sebep olmuştu fakat hamleti okuyunca düşüncelerim değişti, harika bir eser ironi ve mecaz bir arada bu kadar gülümseyip dusundure bilir