1. şeker portakalı. bir tek zeze'yi tanısınlar yeter, dünya daha güzel bir yer olur kuşkusuz.
  2. ben peyami safa' dan "selma ve gölgesi" kitabını öneririm. akıcı bir dille yazılmış, çok sürükleyici bir polisiye kitabıdır. ayrıca uzun da değil, sıkılmazsınız asla. 160 sayfalık bir kitaptır. ben bitirdikten sonra bir ay kadar kitapla birlikte uyumustum , ana karaktere duyduğum hayranlıktan dolayı.
  3. abartı bulacak olanlar olabilir ama kitabın sayfa sayısından korkmamayı oblomov ile öğrendim, ve sevmeyeni bitiremeyeni görmedim o yüzden sayfa sayısından korkmayın 1,5-2 hafrada en geç bitiremezseniz parası benden (yersen)
  4. jack london-beyaz dis

    kolay biseyle başlayın, gozunuz korkmasin.
  5. polisiye seviyorsanız gidin beyoğlu rapsodisi'ni okuyun. hem hafif, hem böyle merakla devam ettiren güzel bir kitap. oldukça beğenerek okumuştum.
  6. eskiden olsa puslu kıtalar atlası derdim, sürükleyici heyecanlı farklı, çıtır çerez gibi kitap. hala da öyle ama beyaz kale'yi okuduktan sonra önce beyaz kale sonra puslu kıtalar atlası derim. tarzları çok benzer hatta ilk önce aa bu ihsan oktay'dan alıntı dedim sonra bir baktım orhan pamuk daha önce yazmış. demek ki ihsan oktay anar orhan pamuk'un beyaz kalesinden esinlenmiş onu allamış pullamış puslu kıtalar atlasını yazmış, çok da iyi yapmış.
    abi
  7. montaigne denemeler, kısa kısa denemelerden oluşuyor ve vay be hmm gibi icsesleri ile okur bitirirsiniz .sikmaz bilgilendirir vizyon sahibi eder adamı .bu kitabı okumadan önce peygamberlerinde,bilgelerinde seviştiğini hiç dusunemezdim ,dusunmezdim değil dusunemezdim
  8. kendin
  9. murat menteş, emrah serbes veya alper canigüz kumasını öneririm.
    menteş kitaplarından özellikle dublörün dilemması ve korkma ben varım çok çok eğlenceli ve bir çırpıda okunan kitaplar.
    canigüz de tıpkı menteş gibi havaifiseklerin sürekli patladığı yer yer kahkaha attıran kitaplar yazıyor. elinize ilk aldığınız seferde bitirmenin çok muhtemel bu bahsettiğim kitaplar. benim şiddetle önerdiğim canigüz kitapları gizli ajans ve tatlı rüyalar. özellikle tatlı ruyalar'ı çok sevdim. (evet alper kamu'nun baş karakter olduğu babalar ve rencide ruhlar'ı ve cehennem çiçeğini pek sevemedim. isınamadım alper denen velede nedense)
    emrah serbes ise o kadar gündelik bir dille o kadar kocaman o kadar ağır cümleler kuruyor ki hayran olmamak elde değil. üstüne üstlük anlatılan hikayeler öyle uçuk kaçık insanların değil sokaktan geçen herhangi birinin olabilecek kadar tanıdık ve bizden. erken kaybedenler ve son kitabı müptezelleri rahatlıkla öneririm.