1. ilk aşkımın gittiği yer beni ufacıkken (11 yaş) bırakıp oraya gitmişti o günden sonra daha karamsar neşesiz birisi oldum hiç bir zaman unutamadım karakterimin oluşumunda çok önemli bir yeri vardır kendisinin bu yüzden izmire de hep bi duygusal özlemle bakarım
    wtf
  2. güzel şehirmiş valla.
    özellikle konak'taki vapur olayı süper.
    zaten çoğu ortam çiftler için uygun romantizme sahip.
    sıcağı da antalya'ya benziyor.
    tırrek de varmış baya onu gördük.
    okunur burda yav :)
  3. daha önce hiç gitmedim, izmir'den kimseyi tanımıyorum, neresinde ne var onu bile bilmiyorum ama en fazla 4 ay sonra temelli yerleşiyorum galiba.

    her şeyden, herkesten kaçıyorum. izmirde olan youserlar, bir el atarsınız artık.
    isk
  4. "izmir’in dağlarında çiçekler açar.
    altın güneş orda sırmalar saçar.
    bozulmuş düşmanlar hep yel gibi kaçar.
    yaşa mustafa kemal paşa,yaşa;
    adın yazılacak mücevher taşa."

    kurtuluşudur bugün; kutlu olsun.. seviliyorsun izmir!
  5. dışındayken toz kondurmadığım, içindeyken de şikayet ettiğim şehir. evlat gibi.
  6. ne yağıyor be izmire
    güzellik ile dolaşma vakti :)
  7. cağnım izmir bugün yine yanıyor :( havalar sıcak bi denize gidelim dedik gene orman yangınına denk geldik bu kaçıncı oldu hatırlamıyorum artık.ben gitmem valla bi yerlere sen yanma.üstelik bu sefer hala durdurulamadı yangın, gözlerimizin önünde yanıyor koca orman biz de onun sıcağında denize giriyoruz :(((
  8. hayatımın bi döneminde yaşamazsam çok üzüleceğim şehir.
  9. yeni yaşamaya başladığım sehir. öğrenmeye çalışıyorum. şimdilik görüşlerim olumlu, hoş son yaşadığım yerden sonra neresi olsa olumlu olurdu ya neyse.
    unutmadan bir ev meselesi var ışte. şehrin merkezi sayılan yerlerde yeni bina bulmak zor. yok değil var ama onların da kiraları çok uçuk.
  10. bu şehre aşinalığımı mı seviyorum yoksa şehrin kendisini mi bilemiyorum. fakat şunu sevdiğim ve aradığım kesin, yürünebiliyor izmirde. lise yıllarımda yaptığım gibi, bir yere varma amacım olmadan konak-çankaya-basmane-alsancak rotasında yürüyebiliyorum hala. bu rota üzerindeki çarşı telaşını ve kalabalığını, şehir meydanında oturup dinlenmeleri, banklara oturup deniz izlemeceleri, okul çıkışında bir kafede (tahminen) saatlerce konuşan sevgilileri görmek mümkün. belki de kendimi hatırlıyorum hep bu insanları gördükçe. ilkokulluyken okul ya da bayram alış verişi için kemeraltına götürülen ben, lise çıkışı müdavimi olunan kafede saatlerce oturan ben, artık dost olduğumuz seramikçi abiye uğrayan ben... en klişe tabirle film şeridi akıtmak gibi buralarda yürümek. şehri mi özlerim bilinmez ama istanbuldaki içten içe tedirginliğin karşısına buradaki aşinalığımı koyacağım ve özleyeceğim bu tanışıklık hissini hep.